TurcoPundit

US foreign policy and Turkish-American relations
ajp1914@yahoo.com
Home
Foreign Press Review
Şanlı Bahadır Koç


This page is powered by Blogger. Isn't yours?
Pazartesi, Şubat 03, 2003
 
G- ABD 03 Şubat
ABD ile Pazarlık - Kamuoyu ve Irak

Türkiye’nin bu krizden kendi çıkarlarını savunmakta tereddüt etmeyen ve bu yolda gerektiğinde problem çıkartmaktan kaçınmayan, ama bunları garanti altına aldığında da ideolojik, duygusal ya da tepkisel değil pragmatik davranan ciddi bir ülke portresi çizerek çıkmasının uzun yıllara yayılacak olumlu bir etkisi olacaktır. Bu başarılması kolay bir iş değildir, ciddi zamanlama, nüans ve perspektif hakimiyeti, diplomatik maharet ve baskı altında 'erimeden' disiplini koruma gücü gerektirmektedir. Diplomatik ayarlar kaçırılırsa ‘hüsranla’ da sona erebilir ancak yine de kamuoyunda önerilen diğer teslimiyetçi ya da savaşa tutkuyla karşı duran pozisyonlardan üstündür. Türkiye, Irak harekatı nedeniyle bir kısmına hali hazırda maruz kaldığı olumsuz ekonomik ve siyasi zorluk, risk ve kayıpların karşılanması için ABD’den garantiler almak için zamana oynamak ile Amerika’nın ‘sabrının tükenmesi’ ve harekata Türkiyesiz girişmesi ve dolayısıyla Ankara’nın zararlarını kendi başına göğüslemek zorunda kalma riski arasındadır. Türkiye kapıyı kapatmayıp müzakerelere devam ettiği sürece ABD’nin bunları kesip Türkiyesiz bir harekata girişmesi ihtimali vardır ama düşüktür. Türkiye için diplomatik anlamda riskli ama gerekli olan, zararlarının makul şeliller içerisinde karşılanmasında ısrar etmektir. Genelde Türk-Amerikan ilişkileri ilkinin aleyhine asimetrik bir yapı göstermekle beraber Irak krizinde ABD’nin Türkiye’ye ihtiyacı daha fazla ve ivedidir. ABD için zaman daha hızlı işlemektedir. Zamanın azalması ABD’yi bizim taleplerimizi kabul etmeye daha yakınlaştırabilir. Burada belki dikkat edilmesi gereken, Washington’a, harekat için gerekli desteğin sağlanması konusundaki temel faktörün duygusal ya da ideolojik değil tamamen Türkiye’nin ekonomik zararlarının makul şekillerde karşılanması ve Irak’ın geleceği ile ilgili beklenti ve endişeleri çerçevesinde verileceğini ortaya koymaktır. Başbakan Gül, geçen hafta Türkiye’nin Irak harekatı nedeniyle uğrayacağı zararların nasıl karşılanacağı konusunda yazılı ve esnek bir metot üzerinde anlaşıldığını söyledi ancak bu konuda bir ayrıntı vermedi. Bu konuda akla şu sorular gelmektedir: 1) Bu konudaki müzakereler sonuçlanmış mıdır yoksa genel bir çerçeve belirlenmekle beraber görüşmeler hala devam mı etmektedir? 2) Sadece rakamın belirlenmesi değil ödeme şekli, şartları ve Kongre engelinin nasıl aşılacağı gibi ayrıntılar da bu paketin içinde midir? 3) Paket gerçekten yazılı bir metne dönüştürüldü ise altındaki imzaların düzeyi nedir? Bu metodun ayrıntılarının kamuoyuna açıklanmamasının anlaşılabilir nedenleri olabilirse de Amerikan hükümetinin savaştan sonra kendini hala bu anlaşmaya bağlı hissetmesi için varlığından da öteye en azından bir kısmının kamuoyuna açıklanması ya da belki de sızdırılması gerekir.

Türk kamuoyunun savaşa karşı olmasında değişik kişi ve grupların değişik nedenleri olabilir: Prensip olarak savaşa karşı pasifist duruş; mazlumun ve zayıfın yanında olma güdüsü; savaşın genel olarak Türk ekonomisine, özelde belli sektör, bölge ve gruplara olumsuz etkileyeceği endişesi; Amerikan güç, niyet ve politikalarına duyulan şüphe ve öfke; savaşın Irak’ın parçalanmasına yol açacağı endişesi; Irak halkına Müslüman olması nedeniyle duyulan sempati ve savaşın bu halkın zararına olacağı endişesi. Bunlar içinde en baskın olanın savaşa prensip olarak karşı olmaktan çok, bunun maliyetinin 91’de olduğu gibi Türkiye’nin başına yıkılacağı endişesi olacağı iddia edilebilir. Kamuoyu Türkiye’nin zararların önemli bir kısmının tazmin edileceğini bilirse savaşa yönelik muhalefetin şiddet, şekil ve etkisinde ciddi değişiklikler olabilir.(Şanlı Bahadır Koç, Amerika Araştırmaları Masası, Araştırmacı)


Comments: Yorum Gönder