TurcoPundit

US foreign policy and Turkish-American relations
ajp1914@yahoo.com
Home
Foreign Press Review
Şanlı Bahadır Koç


This page is powered by Blogger. Isn't yours?
Perşembe, Mart 20, 2003
 
G-ABD 20 Mart
Savaşın Başlangıcı

ABD bu savaşta 1991’den farklı olarak aşamalı değil senkronize bir şekilde saldırmayı planlamaktadır. Kara ve hava gücü ile özel kuvvetler aynı anda savaşacaklar. Ancak ‘her şeyin aynı anda olduğu’ bu tür bir harekatta hata yapma ihtimali de daha fazla olabilir. Çok sayıda datayı anında işleyip operasyonel bilgiye dönüştürme kapasitelerinde aksama olursa sivil kayıpların artması ve hatta cephedeki kendi askerlerini vurma gibi kazalarla karşılaşabilirler. Saddam’ı vurma fırsatını yakaladıkları ve bunu kaçırmamak için harekatı en az bir gün bir gün öne aldıkları görülüyor. Bu yavaş başlangıç uygulamayı umdukları ‘şok ve dehşet ’(shock and awe) taktiğinin gücünü bir parça azaltmış olabilir. Başarısız olsa da bu harekatın Irak rejiminin önde gelen üyelerini birbirlerinden ayrı olmaya zorlama ve belki de dolayısıyla aralarındaki iletişimi kısıtlama gibi getirileri olabilir.

Eğer ABD Türkiye ile işbirliği yapmadan Irak’ta harekata girişir ve genelde sanılanın aksine ya da sanıldığı kadar başarılı olamazsa (iş uzarsa, kayıpları artarsa, çok sayıda Iraklı sivil ölürse) o zaman Amerika’da müttefiklerin, işbirliğinin önemini savunanlar seslerini yükseltebilirler ve bu durum Bush yönetiminin savaş sonrasındaki politikalarını etkileyebilir ve hatta Bush’un 2004’te tekrar seçilip seçilmeyeceğini belirleyebilir. Kısa ve kesin bir zafer ise ABD’yi ‘tutulmaz’ hale getirebilir. Amerika’nın başarılı olmasını istemeli miyiz? Washington Irak harekatında beklediği kadar başarılı olmazsa bunda Türkiye’nin de payı olduğunu düşünüp ‘kin tutabilir.’ Ancak kolay bir başarıda da, Türkiye gibi ülkelerin desteği olmadan da başarılı olabileceklerini düşünüp Ankara ile iyi ilişkiler geliştirmek olma zorunda olmadıkları sonucuna varabilirler. Türkiye on yılı aşkın bir süredir askeri olarak tüm komşularından daha güçlüydü. Şimdi ise ‘mahalleye’ Türkiye’den çok güçlü ve belki de kendince Türkiye ile ‘görülecek bir hesabı’ olan yeni bir güç, Amerika geliyor. Bu yönetimin kindar olacağından emin olabiliriz. Belki hemen değil ama bir gün, bir şekilde Türkiye ve AKP’ye.bir ders vermek isteyeceklerini beklemek yanlış olmayabilir. İşin korkutucu yönü bu zararı vermek için bir şey yapmaları da gerekmemektedir. Washington’un Türk ekonomisi hakkında sadece bazı yorumlara bulunarak bile Türkiye’yi sendeletebilir ya da ayağa kaldırılabilir olması kabullenilmesi güç ama zorunlu bir gerçek olarak karşımızda durmaktadır. Bu arada şunu söyleyenler çıkacaktır: “Çok tarafı memnun etmek ya da dikkate almak isterken kimseye yaranamadık. Herkesle beraber edeceğimize daha az sayıda (tercihen ABD) tarafı dikkate almak ve onunla beraber hareket etmek gerekirdi.” Bu soru savaş sonrasında Türk dış politikasının genel yönü tartışılırken de gündeme gelecektir.(Şanlı Bahadır Koç, Amerika Araştırmaları Masası, Araştırmacı)


Comments: Yorum Gönder