TurcoPundit

US foreign policy and Turkish-American relations
ajp1914@yahoo.com
Home
Foreign Press Review
Şanlı Bahadır Koç


This page is powered by Blogger. Isn't yours?
Pazartesi, Mart 31, 2003
 
G- ABD 31 Mart
Rumsfeld Doktrini - Vietnam Analojisi

ABD’nin Körfez’e daha fazla asker getirmemesinin nedeninin Rumdfeld’in Amerikan ordusundaki generalleri istediklerinden daha az asker ve birlikle bu işi yapmaya zorlaması olduğu bir süredir biliniyordu. Rumsfeld generalleri daha küçük, hızlı ve teknolojik olanakları daha yoğun kullanan bir güç ve plan hazırlamaya zorlamıştı. Şimdi bu zorlamanın savaşın galibini değilse de şeklini, süresini, maliyetini ve sonuçlarını Washington açısından olumsuz şekilde etkileyebileceği ihtimali geniş çevrelerce kabul ediliyor. Peki Rumsfeld’in Irak harekatını askerlerin gerekli olduğunu düşündüklerinden daha az sayıda bir güçle yapmak istemesinin tek nedeni generalleri fazla tedbirli, muhafazakar, yeniliklere kapalı bulması mıdır? Rumsfed’in ısrarının bir başka nedeni de, birçoklarının şüphelendiği ve kaygılandığı gibi, bu harekatın benzerlerini hem Orta Doğu hem de başka bölgelerde tekrarlamaya niyetli olması olabilir. Çünkü Amerikan halkı 300-400 bin kişilik harekatların sık sık gerçekleşmesine sıcak bakmayabilir. Halbuki eğer Rumsfeld’in istediği gibi sadece 100 bin kişi ile bu işi hızlı ve net şekilde halledebilselerdi Irak harekatının devamı gelebilirdi. Bu nedenle, genelde Amerika’nın bir bataklığa saplanacağı tahmininin bir parça erken yapıldığı Irak harekatının olabildiğince uzun, maliyetli ve kanlı sürmesi genel olarak dünyanın hayrına olabilir. Aksi takdirde Washington’un dizginlenmesi çok zor olabilir.

Irak harekatının ABD için asıl olumsuz sonucu dünyayı Amerika’dan soğutması ve dünya kamuoyunu birleştirmesi olmuştur. Ancak askeri açıdan Vietnam gibi bir bataklık olacağı tahminlerinde analizden çok temennilerin etkisi olduğu iddia edilebilir. Analojiler, getirilerinin sınırları gözden kaçırılmamak şartıyla düşünmeye başlamak için iştah açıcı mezeler olabilirler ancak tek başına analizin yerini tutamazlar ve doğru dozda alınmazlarsa entelektüel tembelliğe neden olabilirler. ‘Irak ABD’ye Vietnam gibi mezar ya da bataklık olacak’ iddiası belki doğru çıkabilir. Ancak bu öngörü, neden ve nasıl gerçekleşeceği hakkında daha ayrıntılı ve ikna edici tahlillerle desteklenmezse tek başına ciddiye alınmayı hak etmeyebilir.

Şu ana kadar Washington için esas hayal kırıklığı verdiği askeri kayıplar değil Irak halkının soğuk, mesafeli ve hatta düşmanca karşılayışı olmuştur. Amerikan kamuoyu Bağdat yakınlarına gelindiğinde kayıp sayısı hala birkaç yüz civarında olursa yönetim üzerinde çok büyük bir baskı yaratmayacaktır. Ancak bu rakamlara ulaşıldığında henüz Bağdat’ın dışında ya da yakınlarında olunmazsa tepki harekatı etkileyebilecek boyutlara ulaşabilir. Eğer ABD’nin iddia ettiği gibi Iraklılar teslim olur gibi yapıp Amerikan askerlerine saldırıyorlarsa ve eğer Irak’taki intihar saldırılarının arkası gelirse bu Amerikan askerlerinin Iraklı sivillere karşı daha kolay, kontrolsüz ve şiddetli güç kullanabilecekleri anlamına gelir ki bu da Irak halkını Amerikan işgal gücüne daha mesafeli ve düşmanca tavırlar geliştirmeye itebilir.

Irak ile Vietnam arasındaki bazı benzerlikler ve farklar bulunmaktadır. ABD, Vietnam’da geri adım atamayacağı sonucuna Soğuk Savaş’ta Sovyetler Birliğine karşı verdiği mücadelede üçüncü şahılar nezdindeki inandırıcılığını zedeleyeceğini düşündüğü için varmıştı. Gerçi Vietnam Savaşı’nı strateji açıdan bir hata olarak görenler ABD bu ülkeden çekildikten sonra G. Doğu Asya’da demino etkisiyle arka arkaya Komünist kazanımların gerçekleşmediğini ve dolayısıyla Washington’un bölgede 12 yılda harcadığı zaman, insan, para ve siyasi sermayenin boşa gittiğini iddia etseler de ABD’nin burada yenilgiyi hemen kabul etmeyip ancak mücadele ettikten sonra çekilmesi dünyada Komünizme karşı verdiği mücadeledeki inandırıcılığını arttırmıştır. ABD Vietnam’da ilk meydan okuma ile beraber çatışmadan kaçsa, tüm ekonomik ve askeri üstünlüğüne karşın, Soğuk Savaş’ı en azından bu şekilde kazanamayabilirdi. Bugünkü Bush Yönetimi de benzer bir biçimde Irak’ı Amerikan gücünün ve bunu kullanma iradesinin teşhiri ve inanılırlığı için bir test olarak görebilirler ve savaşı başlattıklarındaki amaçları ortadan kalksa bile ‘raconu kurtarmak için’ harekatta ısrar edebilirler.

Gerilla taktiklerinin içselleştirilmesi - Iraklıların bu taktikleri Vietnemlılar kadar maharetli kullanabileceklerine dair henüz yeterince işaret yoktur. Ayrıca yeryüzü şekilleri Vietnam’da gerilla taktikleri için idealdi, halbuki Irak’ta buna çok uygun olduğu söylenemez. Vietnem’da sivil nüfusun büyük bir kısmı ABD’ye karşı direnişte bir şekilde yer almıştı. Irak halkının genel olarak ABD’ye ne ölçüde ve sürede direneceği henüz çok belli değildir. Vietnam başka devletlerden destek almıştı halbuki Irak’ın aynı şeyi alacağından emin olamayız. Bu desteği vermeye istekli devletler olacaktır ancak bu ülkeler Washington’un gazabını çekmekten korktukları için bunu ne açıkça ne de büyük çapta yapabilirler. Ayrıca ABD Vietnam bataklığına adım adım ve yavaş yavaş batmıştır. Halbuki halihazırda Irak’ta, her ne kadar şu ana için yeterli olmadığı görülse de, büyük bir askeri gücü konuşlandırmış durumdadır. Yine Vietnam’da Amerikan kamuoyunun desteği neredeyse hiçbir zaman ciddi boyutta olmamıştı. Bugün kamuoyunun Irak’taki harekatla ilgili giderek artan bazı şüpheleri olsa da Başkan’ı desteklemeye daha hazır olduğu gözlemlenmektedir.(Şanlı Bahadır Koç, Amerika Araştırmaları Masası, Araştırmacı)


Comments: Yorum Gönder