TurcoPundit |
|
US foreign policy and Turkish-American relations Şanlı Bahadır Koç
Archives
|
Pazar, Mart 02, 2003
TurcoPundit - ABD dış politikası, iç siyaseti ve Türk Amerikan ilişkileri üzerine notlar ve yorumlar - http://ajp1914.blogspot.com G- ABD 2 Mart Tezkere'nin Kabul Edilmemesi Meclis’in tezkereyi reddetmesi bütün risklerine rağmen ve bu risklerin doğru yönetilmesi şartıyla olumlu olarak kabul edilebilir. ABD’nin taleplerini Hükümet’in reddetmesindense Meclis’in reddetmesi daha olumludur. ABD ile işbirliğini reddeden Meclis değil de Hükümetin direk kendi olsa ABD’nin Türkiye’yi cezalandırma güdüsü daha güçlü olabilirdi. Meclis’in reddini, Türk dış ve güvenlik politikası ve ekonomisi için yarattığı yeni komplikasyonları da gözardı edilemese de, Türk demokrasisinin güçlenmesi açısından bir ilerleme olarak kabul eden yorumlar isabetlidir. Mevcut Amerikan yönetimi zaman zaman rasyonellikten çok uzaklara savrulabildiğini gösterse de, eğer Türk demokrasisini aldığı bu karardan sonra açıkça cezalandırmaya kalkarsa, şu soru ile karşı karşıya kalabileceğini bilecektir: ‘Orta Doğu’ya demokrasi getirmek istemiyordun? Al işte tek demokratik Müslüman ülkenin serbest seçimlerle gelmiş Meclis’i senin taleplerini reddediyor. Bununla yaşamayı öğren.’ Türk kamuoyunda henüz tartışılmayan ama önümüzdeki haftaların önemli konusu olmaya aday sorusu Ankara’nın İncirlik’in kullanımını da engellemeye cesaret edip etmeyeceğidir. Meclis’te tezkerenin reddedilmesi İncirlik’in kullanımını nasıl etkileyecektir? ABD, Meclis’ten tezkerenin tekrar geçmeyeceğine ikna olursa sadece İncirlik’in kullanımı, hava sahasının kullanımı, asker değil ama silah, teçhizat ve mühimmatın Türk topraklarından K. Irak’a geçmesine izin verilmesi şıkkına razı olabilir. Bu noktada Türk hükümeti bu ihtimal karşılığında da ABD’den istediklerinde ısrar etmelidir. Tezkerenin reddedilmesinin doğru nedeni savaşa prensip olarak karşı olmak veya yeni bir BM kararında ısrar etmek değil ABD’nin Türkiye’ye askeri ve siyasi anlamda sunduklarının içerik ve garanti açısından yetersiz oluşu olmalıdır. Pazartesi piyasaların tezkerenin reddedilmesine vereceği tepki Hükümetin önümüzdeki hafta alacağı kararda etkili olacaktır. Bu noktada Amerikan yönetimi Türkiye’deki piyasaları direk ya da dolaylı olarak etkileme yoluna gidebilir. Hükümet tezkereyi tekrar Meclis’e getirir mi? Getirirse geçirebilir mi? Arada, Amerikan ekonomik ve siyasi paketinde Türkiye lehine değişiklik olur mu? Tezkere buna rağmen geçmezse Hükümetin durumu bu sefer gerçekten sıkıntıya uğrayabilir. Amerikalılar pakette değişiklik yapmayı reddederse Hükümet tezkereyi tekrar zorlamamalıdır. Hükümet ABD’ye anlaşmanın bu haliyle Meclis’i tatmin etmediğini ve geliştirilmesi gerektiğini bildirmelidir. ABD, önümüzdeki hafta ‘B Planı’nı uygulamaya başladığına dair işaretler vererek Türkiye’yi yola getirmeyi deneyebilir. Tezkerenin geçmemesinin red oyu veren AKP’lilerin önemli bir kısmı için de sürpriz olduğu düşünülebilir. Bu AKP’liler oylamadan önce tezkerenin geçmesinin kendi oylarına bağlı olduğunu bilselerdi istemeden de olsa olumlu oy kullanabilirlerdi. Bir çok AKP’li ‘nasıl olsa tezkere geçecek, hiç değilse ben vicdanımın sesini dinleyip doğru oyu kullanayım’ şeklinde düşünmüş olabilir. Bu arada, AB’nin bu fırsatı kullanması ihtimali oldukça düşük olsa da, Meclis’in kararı Avrupa’ya Türkiye’ye bazı havuçlar sunması yeni bir zaman vermiş olmaktadır. Türkiye, ABD ile anlaşamazsa K. Irak’ta manevra alanı ne ölçüde azalır? Mevcut anlaşmada da Türk ordusu K. Irak’ta sadece sembolik ve sınırlı bir giriş yapacaktı. Göçü önden karşılama amaçlı sınırın içine doğru 20-30 km. lik bu tür bir harekat ABD ile tam bir anlaşma olmadan da gerçekleşebilir. Ancak esas sorun K. Iraklı Kürt grupların Musul-Kerkük bölgesine gerek silahlı gerekse büyük çaplı sivil unsurlarla işgalinden kaynaklanacaktır. Kürt grupların son günlerde yüksek sesle dile getirmekten kaçınmadıkları Türkiye aleyhtarı söylemleri önümüzdeki dönemde giderek daha çok duyacağımız bir tonun habercisidir. ABD, savaştan sonra Irak’ın sorumluluğunu 1) tek başına mı üstlenecek, 2) Irak muhalefetini hemen olmasa da çok uzun olmayan bir süre sonra yönetime dahil mi edecek, 3) Zaten beraber hareket ettiği İngiltere’ye ek olarak diğer önde gelen devletlerle, Türkiye ve İran gibi önemli bölge devletleri ile sorumluluğu ve ‘ganimetleri’ paylaşacak mı? 4) Yoksa Irak’ın ekonomik, sosyal ve siyasi yeniden inşası esas olarak BM gibi uluslararası kurumların şemsiyesi altında mı gerçekleşecek? Muhtemelen savaş sonrası gelişmeler muhtemelen yukarıdaki dört şıktan da unsurlar içerecektir. Ancak Amerika’nın ilk tercihi sorumluluğu ve kontrolü kendi olacaktır ancak bu süreç genelde umulandan daha zorlu, uzun ve maliyetli sürecek gibi görünürse ABD sürecin risklerini paylaşmaya meyledebilir. Özelikle Irak’ın içinde ve dışında Amerikan hedeflerine yönelik Washington’u Irak’tan çekilmeye zorlama amaçlı büyük çaplı terör eylemleri Amerikan yönetimini planlarını gözden geçirmeye zorlayabilir. (Şanlı Bahadır Koç, Amerika Araştırmaları Masası, Araştırmacı)
Comments:
Yorum Gönder
|