TurcoPundit |
|
US foreign policy and Turkish-American relations Şanlı Bahadır Koç
Archives
|
Çarşamba, Mayıs 07, 2003
G-ABD 7 Mayıs 2003 Wolfowitz’in Demeci Paul Wolfowitz’in demeci hakkında aşağıdaki değerlendirmeler yapılabilir: 1) Wolfowitz Amerikan dış politikasının Başkan Bush dahil en önemli üç-beş isminden biridir. 2) Wolfowitz’in söylediklerinin bir kısmı cansıkıcı ve ‘küstahça’ ama yine de çok önemlidir. Bu demeçler kişisel görüşler ya da ağızdan kaçan ifadeler değildir üzerinde tartışılmış ve düşünülmüş ve çok muhtemelen Başkan Bush’un bilgisi dahilindeki pozisyonları yansıtmaktadır ve önümüzdeki dönemde Washington’un Ankara’ya nasıl yaklaşacağının ipuçlarını yansıtmaktadır. 3) Mevcut Amerikan yönetiminin cezalandırma güdüsü oldukça güçlüdür. 4) Amerikan yönetimi Türkiye’nin burnunu sürtmek ve onu ‘kıvama getirmek’ istemektedir. 5) Amerika’ya karşı olmakla onun istediklerini kayıtsız-şartsız kabul etmek dışında başka şıklar da olmalıdır. Türkiye sadece bu iki seçeneğe mahkum değildir. 6) İlişkilerin Irak krizinden önceki seviyeye gelmesi çok güçtür. 7) Ancak ilişkinin yeniden tanımlanmasının ilk adımı karşılıklı suçlamalar olmamalıdır. 8) Veya ilk adım bu olacaksa da tarza çok dikkat etmelidir. ABD Türkiye’den çok güçlü olabilir. Ancak bu Washington’un Türkiye’ye ders verir bir tarzla konuşmasını gerektirmez. 9) Böyle olursa Türkiye de Washington’dan şikayetlerimizi, kırgınlıklarımızı, isteklerimizi ve sınırlarımızı dile getirmelidir. Yoksa hem kendimizi hem de hem de Amerikalıları ‘tüm suçun bizde’ olduğuna inandıracağız. 10) Amerika gözünde stratejik önemimizin azalması sanıldığı kadar korkutucu bir gelişme olmayabilir. Türk dış politikasının amacı ABD gözünde değer kazanmak ve bunu korumak değil ülkenin çıkarlarını korumak olmalıdır. Bu ikisi ille de çelişmek zorunda değildir ama çelişmesi de pekala mümkündür. 11) Sonuç itibariyle Wolfowitz’in konuşması ilişkinin düzelmesi için yeterince yardımcı olmamıştır ve iyi ve doğru bir başlangıç değildir. 12) Röportajı yapan gazetecilerin Wolfowitz’i sıkıştıracak hemen hiçbir soru sormamış olmaları gazetecilik açısından kaçırılmış bir fırsat olmuştur. Pentagon’un iki numarasının söylediklerine karşılık olarak ‘evet sayın Wolfowitz ama...’ diye başlayan çok daha fazla soru sorulabilirdi. 13) Türkiye kontrolden çıkmış ABD’yi yatıştırma, karşı çıkma ya da belli bir karar vermeden şekilsiz bir tepki vermek gibi şıklarla karşı karşıyadır. 14) Türkiye’nin ABD ile daha sağlıklı bir ilişki kurması sancısız bir süreç olmayacaktır. Washington’un Türkiye’nin eskiye göre daha bağımsız davranma arzusundan rahatsız olması doğal ve hatta kaçınılmazdır. 15) Washington Türkiye’nin eskiye oranla daha mesafeli yaklaşımına hemen alışamayabilir ve bu geçiş döneminde Türkiye’yi ‘üzebilecek’ adımlar da atabilir. Dünyanın tek süper gücünün direk kontrol alanından çıkma çabası maliyetsiz ve risksiz bir süreç değildir ama gereklidir. ABD’den Türkiye’nin K. Irak’taki askerlerini çekmesi yönünde daha net bir talep gelirse Türkiye nasıl tepki verecektir? 1) Duymazdan gelmek, 2) Kısmen çekilmek, 3) Belli şartlar öne sürmek, 4) Belli bir tarih vererek o zaman çekilmek, 5) Net olarak karşı çıkmak, 6) Aslında asker bulundurmaya devam etmek ama çekildiğini iddia etmek. 7) Askeri varlığın şeklini büyük üsler yerine az sayıda askerden oluşan seyyar timlere çevirmek. 8) Geri çekilmek. (Şanlı Bahadır Koç, Amerika Araştırmaları Masası, Araştırmacı)
Comments:
Yorum Gönder
|