TurcoPundit |
|
US foreign policy and Turkish-American relations Şanlı Bahadır Koç
Archives
|
Perşembe, Haziran 12, 2003
G-ABD 12 Haziran ABD, İran ve K. Kore Bush Yönetimi yeni bir ‘önleyici’ harekata girişebilir mi? Seçimlerden önce böyle bir harekatın düşük bir ihtimal olduğu söylenebilir. Yeni bir ‘önleyici’ harekatın hedefi olabileceği söylenen iki ülke de (İran ve K. Kore) askeri olarak Irak’tan daha güçlüdür ve güçlü destekçilere sahiptir. İki rejim de demokrasi ve insan hakları açısından çok parlak karnelere sahip olmasalar da, özellikle İran’ın bu açılardan Saddam rejimi ile karşılaştırılması doğru değildir. Yeni bir önleyici harekat için diğer büyük devletlerden, Irak’ta kitle imha silahları bulunmadığı için belki İngiltere de dahil olmak üzere, çok daha büyük bir direniş mi olur, yoksa Irak harekatında dirençlerinin pratikte fazla bir etkisi olmadığını düşünerek ABD’nin ‘katarına mı atlarlar’? Çin’in K. Kore’yi, Avrupalı devletler, Rusya ve yine Çin’in İran’ı ABD’ye ‘yedirmemek’ için Irak’tan çok daha fazla diplomatik direniş gösterecekleri söylenebilir. Bu ülkeler İran için, Washington’a, ‘Irak’ta istediğini yaptın, ama artık yeter’ diyebilirler. Ancak öte yandan, bu ülkeler, ABD’ye İran konusunda direnişlerini Tahran’dan nükleer pogramının denetimi konusunda işbirliği ve ‘doğru sesler’ gelmezse sürdürmekte güçlük çekebilirler. ABD’nin, Irak’ta ve Orta Doğu barış sürecinde önemli ilerlemeler keydetmeden İran’da yeni bir askeri maceraya girmesi kolay değildir. Ayrıca ABD’nin içinde de özellikle İran’ın nükleer programını durdurmak ve hatta bitirmek için diplomatik yolların ve hatta iç politika enstrümanlarının tükenmediğini savunanlar çıkacaktır. Bu arada İran, değişik ödünler vererek, ‘salam politikası’ ile ‘milim milim’ nükleer güç sahibi olmayı umuyor olabilir. ABD, Rusya’yı İran konusunda daha çok sıkıştırarak ve belki araya bazı ‘ödüller’ de koyarak yanına çekmekte belli bir başarı kazanabilir. Ancak, İran’ın nükleer güç sahibi olmasının Rusya’nın istediği bir şey olduğu söylenemese de, Rusya’nın ABD’nin baskıları nedeniyle İran’dan vazgeçmesi çok mümkün değildir. Öte yandan İranlılar da Rusya’nın kendilerine nükleer güç edinecek kadar yardım edeceğine inanmamakta ve Moskova’nın derdinin ‘para kazanmak’ ve İran üzerinde siyasi bir leveraj elde etmek olduğunu bilmektedir. Rusya, kendileri destek vermese de İran’ın bu arayışlara devam edeceğini bildiğinden belki de Tahran’a yardım ederek İran’ın nükleer alanda elde ettiği gelişmeleri ‘kontrol etmek’ istiyor da olabilir. K. Kore ise, muhtemel bir Amerikan askeri harekatında, bir kısmı zamanla sınırdan daha da güneye çekilecek olan G. Kore’deki 37 bin Amerikan askerine ve Seul’de yaşayan milyonlarca sivillere katlanılması ve göze alınması güç derecede zarar verebileceği için çok tehlikeli bir hedeftir. Ancak bazı gözlemciler Pyongang’ın tamamen de ‘ümitsiz bir vaka’ olmadığını ve diplomasi, kararlılık gösterisi, başta enerji ve gıd olmak üzere ekonomik yardım, güvenlik garantileri ve Çin’in pozisyonunda sağlanabilecek bazı değişmelerden oluşan karma bir paketle bir ölçüde ‘ıslah edilebileceğini’ düşünmektedirler. ABD’nin İran ve K. Kore’ye karşı askeri önlemlere başvurması ihtimali tamamen gözardı edilemese de, bu en fazla sınırlı ve nokta hedeflere yönelik harekat olabilir ve Irak’taki gibi işgal ihtimali düşük kabul edilmektedir. Özellikle K. Kore’ye yapılabilecek bir harekatta sürpriz unsurunun kullanılması beklenebilir. (Şanlı Bahadır Koç, Amerika Araştırmaları Masası, Araştırmacı)
Comments:
Yorum Gönder
|