TurcoPundit |
|
US foreign policy and Turkish-American relations Şanlı Bahadır Koç
Archives
|
Pazar, Temmuz 06, 2003
G- ABD 6 Temmuz Özel Tim krizine Devam Öncelikle şu söylenmelidir ki ‘biz 1 Mart’ta ABD’yi kızdırdık. Onlar da şimdi karşılık veriyorlar’ diyerek ABD’nin hareketini rasyonalize etmeye çalışmak, suçu kendimizde aramak doğru değildir. ABD’nin hareketi, eğer gerçekten iddia edilen türden bir suikast hazırlığı gibi bir şey yoksa, kabul edilemez, mutlaka karşılık görmesi gereken, karşılık verilmezse Türkiye’nin inandırıcılığı ve prestijine zarar verecek bir hamledir. ABD’nin hareketindeki pervasızlık, sonradan bu hareketi düzeltme yolunda hiç bir şey yapılmamış olması, askerlerin Bağdat’a götürülmesi, ciddi ve açık bir cevap vermekten kaçınılması, olayın zamanlaması ve Amerikan basının olayın büyüklüğü ile orantılı bir yer almamış olması soru işaretlerini arttırmakta ve ya bilinçli ve planlanmış bir operasyonun söz konusu olduğunu ya da bunu düşünmek istememekle beraber özel timlerin ya da onların ilişkide olduğu kişi ve grupların gerçekten ‘değişik bir olaya’ ucundan, istemeden ya da farkında olmadan bulaşmış olabileceklerini düşündürtmektedir. Acaba hükümetin ve Genelkurmayın bilgisi dışında bu tür faaliyetler olabilir mi? Bunun olmadığından eminsek Türkiye’nin ciddiyetini karşı tarafa hissettirecek adımlar atma vakti bugün itibariyle gelmiştir. Türkiye ilk gün aşırı tepkiler vermeyerek, diyalog yolunu arayarak üstüne düşeni yapmıştır ve biraz dramatik bir dille söylemek gerekirse ‘günah artık Türkiye’den gitmiştir.’ Bugün itibariyle Türkiye’nin atacağı karşı yaptırımlar adım adım ve orantılı olmak kaydı ile meşru, mümkün ve hatta gereklidir. Bu arada ABD askerleri hava yoluyla Türkiye’ye göndererek artık Irak’ta istenmediklerini açıkça ortaya koymak gibi yeni bir oldu-bittiye başvurabilir. Türkiye, Pazartesi Washington ‘tatilden döndükten sonra’ görüşmeler başladığında masaya karşı tarafın canını sıkacak, canını yakacak ve pazarlıkta karşı tarafın oldu-bittisine karşılık gelecek bir kozla oturmalıdır. Askerler bugün salıverilse bile, söz konusu Amerikalı albay hakkında işlem yapılmasını zorlamak için Türkiye’nin elinde bir koz olması gerekir. Bu da hava sahasını kapamak ya da İncirlik’in faaliyetlerinde değişikliğe gitmek olabilir. Washington bu işe yanlışlıkla ya da kendini haklı gösterebilecek nedenler olarak girmemişse, acaba şu iddia edilebilir mi? ‘ABD, Türkiye’nin atabileceği karşı adımları tahmin etmiş ve göze almıştır. Hatta belki de Washington Türkiye’yi aşırı tepkilere zorlayarak kendince Türkiye’yi ilişkileri koparmaya zorlamakta ve tüm ağırlığını Kürtlerin lehine koymasını meşrulaştırmak istemektedir. O halde bu adımları atarak aslında Amerika’nın yazdığı senaryodaki rolümüzü oynamaktan başka bir şey yapmış olmayacağız.’ Bu yorumda gerçekten doğruluk payı olabilir. Ama eğer ABD Türkiye ile köprüleri atmaya karar vermişse Türkiye’nin Ankara ile iyi geçinmekte ısrar etmesinin bir anlamı yoktur. Bu olayın hafta içine taşması ABD’nin Türkiye’nin rahatsızlığını anlamadığı ya da önemsemediği anlamına gelecektir. ABD’de tatil olması, Bush’un Afrika gezisi gibi mazeretler artık geçerli olmaktan çıkacaktır. Bu noktadan sonra ilişkiyi düzeltme görevi ABD’nin olmalıdır. Bu arada Başbakan ve Dışişleri Bakanı’nın programlarını değiştirmemeleri gerçekten eleştirilmesi gereken hatalar olmuştur. Milli Güvenlik Kurulu durumu analiz etmek, opsiyonları tartışmak, karar almak ve karşı tarafın tepkisinden sonra atılabilecek diğer adımları konuşmak için bu gibi krizlerde toplanmayacaksa, ne için vardır? Bu tür yüksek düzeyli bir toplantı Türkiye’nin ciddiyetini karşı tarafa hissettirmesine de katkıda bulunabilirdi. (Şanlı Bahadır Koç, Amerika Araştırmaları Masası, Araştırmacı)
Comments:
Yorum Gönder
|