TurcoPundit

US foreign policy and Turkish-American relations
ajp1914@yahoo.com
Home
Foreign Press Review
Şanlı Bahadır Koç


This page is powered by Blogger. Isn't yours?
Salı, Temmuz 08, 2003
 

G- ABD 8 Temmuz
Irak Krizi - 4

K. Irak’ta gerçekleşen olayın dolaylı, paradoksal ve vahametini bir nebze de olsun azaltacak ama sona erdirmeyecek olumlu etkisi Amerikan yönetiminin, eğer Türkiye’yi tamamen gözden çıkarmadıysa, soykırım tasarısına müdahale ederek bunun Türkiye’yi rahatsız edecek şekilde çıkmasına müdahale etmesi halinde gerçekleşebilir. Eğer bu da gerçekleşmez ise Abdullah Gül’ün Washington’a gitmesi doğru olmayacaktır. Eğer ABD, Türk kuvvetlerinin Irak’ta çok ciddi bir şeyin hazırlığında olduğunu binada patlayıcıların bulunması gibi bahanelerin ötesinde çok net bir şekilde kanıtlayamazsa ‘alacaklı’ olan Türkiye’nin Dışişeri Bakanı'nın ABD’ye gitmesi değil, önce açıklama, özür ve tazminat ‘borçlu’ olacak ABD’den üst düzey – Başkan Yardımcısı Cheney, Savunma Bakanı Rumsfeld ya da Genel Kurmay Başkanı Myers - bir yetkilinin Türkiye’ye gelmesi gerekir.

Türk kamuoyunda krizin yarattığı infial ve hemen her kesimde ABD’nin açık şekilde özür dilemesi gereği konusunda oluşan ortak görüş zayıflatılmamalı ve hatta tamamen de kontrolsüz değil ama canlı ve dramatik gösterilerle canlı tutulmalıdır. Ankara bu konunun yuvarlak ifadelerle geçiştirilmesi ya da sürüncemede bırakılması ya da muğlak ve temelsiz karşı iddialarla sulandırılması ihtimaline karşı hazırlıklı olmalıdır. Türkiye’nin, olayın başında soğukkanlılığını kanıtladıktan sonra, yukarıdaki türden bir karşılık görmeye devam ederse ‘çıngar çıkarması’ gerekir. Evet Türkiye’nin ABD’ye karşı oynayabileceği kozlar çok büyük ya da sonsuz olmamakla beraber mevcuttur.

Türkiye’nin Kuzey Irak’taki askeri varlığı kabaca ikiye ayrılabilir: 1) Süleymaniye’deki gibi şehir merkezlerindeki irtibat büroları, 2) Sınıra daha yakın bölgelerdeki tankların da yer aldığı Türk üsleri. Bunların büyüklüğü, faaliyetleri, amacı, gerekliliği gibi konularda kamuoyunun daha fazla bilgili olmaya ihtiyacı vardır. ABD tarafından, açık bir özür dilemeden sonra, ya da böyle bir özürün şartı olarak, bu askeri varlığın geri çekilmesi ya da Amerikan gözetimine girilmesi istenirse Türkiye ne yapacaktır? ABD Türkiye’nin K. Irak’taki askeri varlığından rahatsızdır. Peki ya PKK’nın varlığından? Ondan niye rahatsız değildir? Onlara da ‘çay içmeye’ gidip kafalarına çuval geçirerek bir operasyon düzenlemeyi düşünüyorlar mı? Bahadır’ın Son Krizle İlgili Kuralı (1): ABD’nin özür dilemesi gereğini vurgulamayan hiçbir yorumcuyu ciddiye alma. (Şanlı Bahadır Koç, Amerika Araştırmaları Masası, Araştırmacı)


Comments: Yorum Gönder