TurcoPundit

US foreign policy and Turkish-American relations
ajp1914@yahoo.com
Home
Foreign Press Review
Şanlı Bahadır Koç


This page is powered by Blogger. Isn't yours?
Salı, Ağustos 12, 2003
 
Bu mesajı e-mail ile almak istiyorsanız lütfen ajp1914@yahoo.com adresine yazınız

TurcoPundit http://ajp1914.blogspot.com

ABD dış politikası, iç siyaseti ve Türk Amerikan ilişkileri üzerine notlar ve yorumlar

G-ABD 12 Ağustos
Asker Gönderme Kararında Acele Edilmemeli

Çankaya’nın Irak’a asker gönderme konusundaki pozisyonu, değişmez ve yumuşamaz olmamakla beraber, bellidir. Askerler ise, içlerinde farklı düşünenler varsa bile, sonuç itibariyle büyük ölçüde asker göndermeye angaje olmuş görünmektedir. Bu noktada Hükümetin, ‘uluslararası meşruiyet’ konusunda ısrarlı görünen Çankaya ile, başka nedenlerin yanında, ABD ile hem devletten devlete hem de ordular arası ilişkileri koparmak istemeyen Genelkurmay arasında hangi yöne ağırlığını koyacağı, ya da daha doğru söylemek gerekirse, Genelkurmay lehine meyledip meyletmeyeceği veya bunu ne zaman ve ne şekilde yapacağı hala belli değildir. Washington tarafından 1 Mart tezkeresinin reddedilmesinin sorumlusu olarak gösterilerek psikolojik ve hatta fiziki hırpalamaya maruz kalan kurumlar, Irak’a asker gönderme konusunda pozisyonlarını, belki kendileri bile fark etmeden, ABD’yi kızdırmayacak şekle sokma endişesi taşıyor olabilirler. Türk ordusuna yönelik psikolojik baskı ve Süleymaniye krizi, bu kurumu, belki de beklenenin tam tersine, Irak’a asker gönderme konusunda daha istekli bir hale getirmiş ve bir anlamda Pentagon’da bu işi planladığı düşünülenlerin hesaplarında yanılmadığını ortaya koymuş gibidir. Halbuki, Irak’a asker gönderme kararında acele etmek birden fazla nedenle doğru bir davranış olmayabilir. Bir kere asker gönderme kararı aldıktan sonra Washington’un bize empoze etmeyi deneyebileceği görevi reddetmek özellikle Hükümet açısından daha güç olabilir. Ayrıntılar bilinmeden, bağlayıcı ve ABD ile yapılacak askeri (gönderilecek gücün şekli ile ilgili olan), siyasi (asker göndermenin Irak ‘masasında’ bize ne kadar söz hakkı vereceği) ve Irak dışı diğer konularda yapılabilecek pazarlıklarda elimizi güçsüzleştirecek bir karar almanın yanlışlığı açık olmalıdır. Türkiye sanki asker gönderecekmiş gibi hazırlıklarını yapmalıdır ama yapılan bu hazırlıklar asker gönderme kararı alınmasının nedenlerinden biri haline gelmemelidir. Ankara’nın asker gönderme kararını alma konusunda bir acelesi olmamalıdır. Niye acele ediyoruz? Türkiye asker gönderme konusunda, diyelim ki Ekim’e kadar karar almazsa, oraya asker göndermeye hevesli çok ülke çıkacak mıdır? Bu süre içinde Hindistan, Pakistan, Fransa, Almanya gibi Washington’u rahatlayacak kadar asker gönderebilecek ülkeler asker gönderme kararı almış olabilirler mi? Yoksa aslında Washington, asker gönderme konusunda ‘dolaştırdığı tası’ dolduramadan tekrar Türkiye’nin kapısını, hem de bu kez daha yumuşak mesajlar ve daha münasip koşullar ve garantilerle çalmak zorunda mı kalır? Washington, 1 Mart’ta tezkereyi reddederek bu kararıyla dünya kamuoyunda ilgi çeken Türkiye’nin Irak’a asker göndermeyi kabul etmesinin ABD açısından getireceği avantajların farkındadır. Ama Türkiye’ye fazla ihtiyacı olmadığı izlenimi verme çabası içindedir. Asker gönderme konusunda Washington’dan Türkiye sormadıkça bir ses gelmemesi de bu çabanın başka bir ifadesi olsa gerektir.

Çankaya’nın yaklaşımında olduğu gibi ‘uluslararası meşruiyet’ konusunu diğer önemli noktaları gölgeleyecek kadar önemsemek doğru olmayabilir. Ama şu da kabul edilmelidir ki, bir BM kararı ve çok daha fazla ülkeden asker gelmesi Irak’taki silahlı direnişi önemli ölçüde azaltacak bir etki yaratabilir. Eğer Türkiye Irak’a asker gönderecekse, ideal olan, bu kararın, şu an çok muhtemel gözükmese de, bir süre sonra gündeme ciddi olarak gelebilecek muhtemel bir Nato ve BM kararından hemen önce gelmesidir. Bu durumda Türkiye hem kendisini bir anlamda bağlayacak bir BM kararı daha çıkmadan Amerika’nın katarına atlayacağı için bunun karşılığı olan ‘ödülü’ alabilecek, hem de Türkiye’nin asker gönderme kararından etkilenecek, belki de onun tetikleyeceği ya da en azından öne alacağı bir BM kararı, koalisyonun genişlemesi ve hatta formunun değişmesi ile beraber Irak’ta karşılaşılacak güvenlik problemleri hafifletebilecektir. Bir BM kararı şu an için çok mümkün görünmemekle beraber, Türkiye’nin asker göndermeyi kabul etmesi, bu ihtimali, derecesinin ne olduğunu tahmin etmek zor olsa da, arttırabilecektir. Türkiye’nin de bu işe girmesi özellikle Pakistan üzerinde bir etki yapabileceği gibi, Fransa ve Almanya’nın direnişinin kırılmasına da katkıda bulunabilir. Aynen, yukarıdaki ülkeler ve Hindistan şimdiye kadar asker gönderme kararı almış olsalar bunun Türkiye içinde asker gönderme tartışmalarında asker gönderme taraftarlarının gücünü arttıracağı gibi, Türkiye’nin asker göndermesi de bu ülkelerin bakış açıları ve hesaplarını etkileyebilecektir. Ancak burada önemli olan diğer ülkelerin Irak konusundaki fikirlerinin belli bir olgunluğa gelmiş olmasıdır. Bu olmadan, bu ülkeler Irak’a asker gönderme konusuna yeterince ısınmadan, Türkiye’nin Irak’a gitmesi bu ülkeleri beklenen kadar etkilemeyebilir. Bu nedenle Türkiye’nin Irak’a asker gönderme konusunda çok acele karar vermemesi gerekir.(Şanlı Bahadır Koç, Amerika Araştırmaları Masası, Araştırmacı)


Comments: Yorum Gönder