TurcoPundit |
|
US foreign policy and Turkish-American relations Şanlı Bahadır Koç
Archives
|
Perşembe, Ağustos 14, 2003
Bu mesajı e-mail ile almak istiyorsanız lütfen ajp1914@yahoo.com adresine yazınız G-ABD 14 Ağustos Irak’a Asker Kararı Belki şu çok net olmayan ama önemli ayırımı ortaya koymak gerekmektedir: Türkiye’nin amacı Irak’ta istikrarın kurulması olmalıdır, Irak’ta istikrar adına gereksiz ve beyhude maliyet ve riskler üstlenmek değil. Türkiye’nin Irak’a asker göndermekte acele etmesi bu ülkede istikrar sağlanması için tek başına yeterli olmayacağı gibi istikrar için gerekli olan başka bazı gelişmelerin önünü tıkayabilir ya da en azından bunları geciktirebilir. Bu nedenle Türkiye yapacağı katkının şeklini ve zamanlamasını Irak’ın istikrara kavuşmasını en fazla sağlayacak ve işin içine diğer ülkeleri de sürükleyecek şekilde ayarlamalıdır ki bu da ille ya da hemen Irak’a asker göndererek olmayabilir. Bu, 1 Mart’la savaş arasında gösterdiğimiz zamanlama becerisinin ötesinde bir performans gerektirmektedir ve açıkçası bu becerinin de ötesinde şansın da yanımızda olması gerekebilir. Türkiye’nin acele bir ‘evet’i Washington’da Avrupa’ya ihtiyaç olmadığını düşünen çevreleri, ‘yanlış bir güvenlik duygusu’na yöneltebilir. Bu çevreler, ‘bakın (eski) Avrupa olmadan da asker desteği bulabiliyoruz’ diyerek Türkiye ve belki de onu takip edecek birkaç ülkeden daha gelecek askerlerle Irak’ta düzeni sağlayabileceklerini düşünebilirler ki aslında bu muhtemelen bir yanılgı olacaktır. Halbuki Türkiye asker gönderme konusunda acele etmezse bu bir BM kararını daha mümkün hale getirebilir ve önceye alabilir. Amerika Irak’a düzen getirmeyi gerçekten başarabilir ama bu kolay, hızlı, kansız, ucuz ve yardımsız olmayacaktır. Türkiye’nin erken ve koşulsuz bir desteği, istenenin tam aksine, Washington’un bu gerçekle yüzleşmesini ve sonuçta Irak’a istikrar gelmesini geciktirebilir. Bu noktada, sorulması gereken bir başka soru da, Türkiye’nin Irak’a asker göndermesinin başta Almanya ve Fransa olmak üzere Avrupa devletleri tarafından nasıl değerlendirileceğidir. Doğal olarak, bu ülkeler, Türkiye’nin kararı üzerinde ipotek sahibi olmamalıdırlar ama bu onların tepkisi dikkate alınmamalıdır demek değildir. Başta Fransa ve Almanya’nın Irak’a asker göndermenin yolunu açacak bir BM kararı için şartları neler olabilir? Kendi deyimleriyle ABD’nin ‘bulaşıkçısı’ olmaktan bıkan bu ülkeler ne olursa olsun ABD’yi yalnız bırakmakta ve başına kendi açtığı bu problemi kendisinin çözmesinde ısrarlılar mı, yoksa kendileri için bazı ekonomik kazanımlar, BM’nin siyasi rol alması gibi Washington tarafından kabul edilmesi şu an için zor ama bir süre sonra belki razı olabileceği şartları mı var? Ankara karar vermeden önce bu soruya da yanıt aramalı ve gerekli diplomatik sondajları yapmalıdır. Türkiye’nin Irak’a asker göndermesinin nedenlerinden biri olarak gösterilen, bu desteğin ABD’yi PKK-Kadek’le mücadeleye sevk edeceği iddiası sorunludur. Çünkü bu bir anlamda eğer biz asker göndermezsek ABD’nin PKK ile mücadele etme gibi sorumluluğu olmayacağını kabul etmek anlamına gelebilir. Halbuki Türkiye Irak’a asker göndermese bile ABD bu örgütle mücadele etmek zorundadır. Evet ABD bunu yapmayacaktır ama onu bu sorumluluktan hem de kendi elimizle kurtarmak da doğru değildir. Ayrıca, Türkiye asker gönderse bile ABD’nin PKK ile askeri mücadeleyi girmesi çok düşük bir ihtimaldir. En fazla bu örgüte Irak’ı terk etmesi söylenebilir ki bu durumda onların da gidecekleri yer başta Türkiye ile İran olacaktır. Bu zorlama, eğer gerçekleşirse, belki bir kısım PKK üyesini ‘eve dönüş’ten yararlanmaya teşvik edebilir ama bunun dışındakiler Türkiye içinde ‘dağlarda’ dolaşacaklar ve belki bunu istemeseler bile son birkaç yıldakinin aksine teröre başlayabileceklerdir. Bu noktada şu sorulmalıdır: PKK’nın askeri gücünün Türkiye’nin içinde olması mı daha iyidir yoksa Irak’ta kalması mı? (Şanlı Bahadır Koç, Amerika Araştırmaları Masası, Araştırmacı)
Comments:
Yorum Gönder
|