TurcoPundit |
|
US foreign policy and Turkish-American relations Şanlı Bahadır Koç
Archives
|
Perşembe, Eylül 11, 2003
G-ABD 11 Eylül Irak, Türkiye ve ABD Üzerine Yedi Not 1) Türkiye'nin bir Kürt devletini engellemeye ahlaki olarak hakkı ve gücü var mı bilinmez ama siyasi olarak engelleme ya da en azından geciktirme zorunluluğu vardır. Türkiye henüz böyle bir şoku kaldıracak olgunlukta değildir. Türkiye'nin biraz daha zamana ihtiyacı vardır. Ayrıca Kürtlerin Kerkük'te Türkmenler ve Araplara davranışlarından rahatsız olmak için ille de aşırı Türk milliyetçisi ya da ‘Baasçısı’ olmak gerekmemektedir. Kürtlerin milliyetçiliklerini kabartmak için 'öteki’ olarak Türkleri seçmelerinde Türkiye’nin de bir parça payı olsa bile bu Kürtlerin kusuru olmadığı anlamına gelmemektedir. 2) Bir Kürt devleti Türkiye’ye ‘ne yapar?’ Bu konuda hayal gücümüzü biraz daha çalıştırmamız ve siyasal, sosyal, ekonomik, güvenlik açılarından bir Kürt devletinin Türkiye’ye muhtemel etkileri üzerine ayrıntılı senaryolar ve analizler geliştirmek gerekir. ‘Türkiye’deki Kürtler için çekim merkezi olur’ şeklinde dile getirilen, doğru olma ihtimali olan ama ayrıntıları dillendirilmediği için bir parça muğlak kalan ihtimaller üzerine çalışmalıyız. ‘Biz de onlara katılacağız’ mı diyecekler? ‘Türkiye bu devleti tanımalı yoksa...’ mı diyecekler? ‘Kürtler güneyin sınırında hangi hak ve özgürlüklere sahipse biz de onları istiyoruz’ mu denecek? Türkiye’de yaşayan Kürtler Türkiye’nin bir parçası olmayı o zaman daha az mı isterler? Bu arada Türkiye içinde terör yeniden başlar, bu durum Türkiye’yi güneydeki devletin bu terörü desteklediğini düşünerek K. Irak’a belki de ABD’ye rağmen ucu açık ve belirsiz bir askeri müdahaleye iter mi? Bir Kürt devleti Türkiye’nin içinde milliyetçi refleksleri çalıştırır, Batı’ya duyulan şüpheyi arttırır mı? Bu gerçekleşmeden Türkiye’nin yapması gereken hazırlıklar neler olmalıdır? Kürtler Irak’tan ayılacaklarsa Türkiye’nin bunu kabul etmek için şartları neler olmalıdır? Böyle bir gelişmeyi ‘uygun zamana kadar’ ertelemek, bekletmek mümkün müdür? 3) Bush 23 Eylül’de BM Genel Kurulu’nda konuşacak. 22 Eylül’de Ankara’da MGK zirvesi toplanacak. Eğer o zirveden asker gönderme kararı çıkarsa ABD’nin takip eden hafta oylatması beklenen tasarısının başarılı olma şansını arttırabilir. MGK bildirisinde asker göndermeyi net olarak işaret eden olmasa bile bu yöndeki niyetin güçlendiğini gösteren bir dil kullanılması halinde Hükümet bunun tezkereyi Meclis’e götürmeye yeteceğini düşünecek gibidir. Washington’un, ‘Türkler mutlaka gelecek, o zaman onlara fazla bir şey vermemize ve hatta vaat etmemize gerek yok’ şeklinde bir düşünceye girmemeleri için Türkiye’nin, şartlar oluşmazsa, Irak’a asker gönderemeyebileceğini ABD’ye hissettirmesi gerekir. Türkiye’nin çıkarları başkalarının iyi niyetine ve insafına bırakılamaz. Türkiye’nin kendisi dışında başka hiç bir devletin Türkiye’nin çıkarlarını koruma gibi bir görevi ve sorumluluğu yoktur. Bu arada, ABD Türkiye’nin belli bir coğrafi bölgeyi kontrol etmesi yerine Irak’ın, mesela Suriye sınırında bekçilik yapması gibi bir öneri ile gelebilir. 4) Irak’ın petrol geliri kimin olmalı? Irak devletinin, Iraklı bireylerin (örn. Alaska), yerel idarelerin? Devletin elinde olursa silahlanmaya harcanabilir, yolsuzluklarla uçup gidebilir. Yerel idarelerin elinde olursa merkezi otoritenin zayıflamasına, federal ve hatta daha da gevşek bir yönetime zemin hazırlayabilir. Bireylerin kendisine verilirse bu tüketimi arttırabilir ama devlet gelirlerini azaltabilir, gerekli altyapı yatırımlarının gerçekleşmesini zorlaştırabilir. Irak’ın borçlarının nasıl ödeneceği sorusunu gündeme getirebilir. 5) Şiiler Irak'a hakim olabilirler mi? Şu an göründüğü kadarıyla bu ancak Kürtler Irak’tan ayrılırsa mümkün olabilir. Belki Şiiler zamanla laik ama Çelebi’den de daha ‘karakterli’ liderler çıkartabilir. Şiiler Türkiye’ye direk bir problem olmayacak kadar uzak ve bölünmüşlerdir ama Irak’ta bir istikrarlık kaynağı olurlarsa Kürtlere ayrılma için bahane verebilecekleri için yakından takip edilmeleri gerekir. 6) Bush Kongre’den geçen hafta 87 milyar dolar daha istedi. Bazı haberlere göre bunun da yeterli olamayabileceği ve belki 55 milyar dolar daha gerekebileceği belirtilmektedir. Daha önce ilk başta Kongre’den alınan 79 milyar dolar da eklenirse Irak ve Afganistan’ın bir yıllık maliyetinin 200 milyar doları aştığı görülmektedir. Bu Amerikan ekonomisinin yüzde ikisine tekabül etmektedir. Kongre, bir senatörün ifadesi ile ‘’ATM makinesi’ durumuna düşmemek için daha fazla para vermeden önce ‘tünelin ucundaki ışığı görmek’ isteyebilir. 7) El Cezire’de yayınlanan yeni kasette Bin Laden’in konuşmuyor oluşu, bu kasetin eski bir kayıt olabileceği ve Bin Laden’in ölmüş olabileceği spekülasyonlarına neden olmaktadır. (Şanlı Bahadır Koç, Amerika Araştırmaları Masası, Araştırmacı)
Comments:
Yorum Gönder
|