TurcoPundit

US foreign policy and Turkish-American relations
ajp1914@yahoo.com
Home
Foreign Press Review
Şanlı Bahadır Koç


This page is powered by Blogger. Isn't yours?
Pazartesi, Ekim 06, 2003
 
Bu sitedeki yeni mesajları e-mail ile almak istiyorsanız lütfen ajp1914@yahoo.com adresine yazınız


G-ABD 4 Ekim
Türkiye, PKK ve ABD

PKK konusunda Öcalan yakalandıktan sonra Türkiye tarafından Kürt sorunu konusunda uzun süre bir şey yapılmadığı, yapılanların da zoraki olduğu doğrudur. Ancak PKK’nın gücünü yitirdiği ve bir tehdit olmaktan çıktığı yanlıştır. ABD’nin Öcalan konusunda Türkiye’ye yardımcı olduğu doğrudur ama şimdi bu konuda hiç bir şey yapamayacağı iddiası yanlıştır. Washington’un Irak’ta yeterince problemi olduğu doğrudur ama asker, zaman ve para harcamadan da PKK’ya işin ciddi olduğu mesajını veremeyeceği yanlıştır. Irak’a asker gönderme konusunu sadece PKK konusuna bağlamak yanlıştır ama PKK konusunu ABD’nin samimiyeti ve ciddiyetinin testi olarak görmek doğrudur. ABD, PKK konusu gibi hem kapasite olarak yapabileceği ve hem de terörle mücadele konusunda giriştiği kampanyanın uzantısı olarak ve bu konuda başkalarından beklediğini kendisinin de yapması gerektiği aksi takdirde inandırıcılığını yitireceği için adım atması gereken bir konuda dahi adım atmıyorsa o zaman asker göndermenin karşılığında ABD’nin Türkiye’nin Irak’taki tercih ve hassasiyetlerini dikkate alabileceğini düşünmek ve Washington’a güvenmek yanlış olabilir.

Türkiye’de Irak’a asker gönderme konusunda yardım edip etmemenin tartıldığı bir sırada ve ABD’nin –zaman zaman özellikle yeni muhafazakar çevrelerde aksi iddia edilse de- Irak’ta askere -ve başkalarının yanında- Ankara’nın desteğine ihtiyacı varken dahi Türkiye’nin en çok önem verdiği bir konuda adım atmıyorsa, o zaman asker gönderme konusunun pazarlığının dahi yapılması yanlıştır. “Ankara sanki ABD'yi kendisi ile PKK arasında bir tercih yapmaya zorluyor: Ya PKK ya ben. Bu ciddi bir taktik yanlış.” (Erdal Güven) Neden? PKK küçük, önemsiz bir şeyse o zaman ABD’nin de kimi tercih edeceği konusunda zorlanmaması ve tereddüt etmemesi gerekir. Bazen insan doğasının kötülüğü, karşı tarafın göründüğünden çok farklı niyetleri olabileceği ihtimalini unutmaya çok hazır olunulmaktadır. “ABD'nin şu anda Irak'ta istediği en son şey başına yeni bir bela almak, yeni bir düşman yaratmak” (Erdal Güven). Peki Türkiye başıma eski Baasçılar, El Kaide, Iraklı aşiretler, Sünniler, Iraklı suç örgütleri gibi belalar almaya çok mu isteklidir? Irak’a asker göndermek istenmiyorsa bunun açıkça belirtmenin zorluk ve maliyeti de dikkate alınarak ABD’nin kabul edemeyeceği bazı taleplerde bulunmak ve bunlar karşılanmayınca da gitmemek için bahane üretmek düşünülebilir ama PKK konusunda ABD’nin nihai olmasa bile ciddi bazı adımlar atmasını şart koşmak bu tür suni bahaneler yaratmak olarak görülemeyeceği gibi, Washington’un sadece bu konuda bazı adımlar atması da tek başına Irak’a asker göndermek için yeterli sebep olmamalıdır.PKK, pazarlığın kalemi değil ön şartı olmalıdır. Türkiye ABD’den PKK’nın peşine on binlerce asker takması gerekmez, örneğin Paul Wolfowitz PKK’ya silahlarını bırakması, Amerikan güçlerine teslim olması ya da Türkiye’ye dönüp yeni yasadan istifade etmesi için bir ya da iki ay süre vermeli ve bu gerçekleşmediği takdirde -belki Türkiye ile beraber- bir operasyon başlatılacağı tehdidinde bulunmalıdır. Bu tehditlerin ciddiliğini göstermek için Amerikan uçakları kampların üstüne değilse bile yakınına uyarı atışları yapabilir, Türk ve Amerikan pilotları beraber keşif uçuşları yapabilir. ABD’nin Halkın Mücahitleri militanlarını enterne etmek için 500 askeri sabit olarak tuttuğu gerçeği nasıl görmezden gelinebilir? (Şanlı Bahadır Koç, Amerika Araştırmaları Masası, Araştırmacı)


Comments: Yorum Gönder