TurcoPundit

US foreign policy and Turkish-American relations
ajp1914@yahoo.com
Home
Foreign Press Review
Şanlı Bahadır Koç


This page is powered by Blogger. Isn't yours?
Pazartesi, Ekim 06, 2003
 
Bu sitedeki yeni mesajları e-mail ile almak istiyorsanız lütfen ajp1914@yahoo.com adresine yazınız
G-ABD 6 Ekim
İsrail’in Saldırısı / CIA Skandalı

İsrail’in, Suriye’ye yönelik, zamanlamasının tamamen de tesadüf olmadığı düşünülebilecek saldırısı, muhtemelen ABD’nin sessiz onayı ile gerçekleşti ve olaydan sonra da sadece Amerikan tarafından Dışişleri Bakanlığı’nın cılız sayılabilecek eleştirisi geldi. İlk etapta bu sınırlı tepki anlaşılabilir, ama giderek daha sık ifade edildiği gibi Bush Yönetimi içinde sertlik yanlılarının gücü gerçekten nispeten zayıflıyorsa, Amerikan Dışişleri Bakanlığı’nın eleştirilerinde İsrail’i hedef alan oranın artması beklenebilir. Ama Ulusal Güvenlik Konseyi’nin Orta Doğu Masası’nda Elliot Abrams gibiler oturdukça verilecek tepkinin kozmetik olmaktan öteye geçmesi çok zor görünmektedir. Saldırıdan sonra Suriye’nin Lübnan üzerinden, dolaylı bir cevap verip veremeyeceği sorulsa da aslında Şam’ın işlerin zora geldiğini görüp düşük bir profil izlemeyi tercih etmesi daha yüksek bir ihtimaldir. Arap Birliği’nin yakında bir zirve toplayıp pratikte hemen hiçbir şey ifade etmeyen bir bildiri yayımlayacağından emin olunabilir.Bu arada İsrail’in bu saldırıyı gerçekleştirmeyi seçmesi, Arafat cephesinde de radikal bir girişimde bulunacağının sinyalinden çok, ne kadar sert ifadeler kullanılırsa kullanılsın, aslında İsrail’in Filistin liderine yönelik tehditlerini gerçekleştirme niyet ve cesaretine sahip olmadığı şeklinde görülebilir. İsrail Filistin cephesinde sıkıştığı için yeni bir cephe açma denemesinde bulunuyor olabilir. Ne Suriye’nin ne de diğer Arap devletlerinin bu saldırıya askeri anlamda cevap verme güç ve iradeleri yoktur. Ancak bu saldırı, benzerlerine orta ve uzun vadede kendisinin de hedef olabileceğini düşünecek S. Arabistan’ın caydırıcı nükleer bir kapasite edinme isteğini güçlendirebilir. S. Arabistan’ın, kendi bu silahı yapamayacağı için, bu tür güce sahip bir ülke (Pakistan, Çin ve hatta bir süre sonra İran?) ile ‘stratejik ittifak’a girmeyi ve parayla bu silahı satın alma (Pakistan?) seçeneklerini tartıştığı bilinmektedir. Riyad, bu saldırı ile beraber, çok zor, riskli ve düşük ihtimal olmakla beraber bu ihtimalleri daha bir ciddiyetle düşünmeye başlayabilir. İsrail’in saldırısını stratejik sonuçları sınırlı ve büyük ölçüde Sharon’un kendi kamuoyuna yönelik bir hamle olarak yorumlayanlar olsa da, aslında İran üzerinde güçlü bir psikolojik etki yapabilir. İsrail, gerektiğinde ‘oyunu yükseltmekten’ kaçınmayacağının ve İran’ın nükleer programı belli bir düzeye gelirse bunu vurmaktan kaçınmayacağının sinyalini de vermek istemiş olabilir.

CIA ile Beyaz Saray arasında bir savaş var mı? Bir iddiaya göre CIA Başkanı Tenet kovulacağını düşünmektedir ve bunu imkansız hale getirmek için son skandalın patlamasına göz yummuş ve hatta destek vermiştir. Bu düşünceye göre eğer CIA ile Beyaz Saray arasında kriz yaşanırsa Bush Tenet’i görevden almaya cesaret edemez. CIA Başkanı’nın kişisel gündemi ne olursa olsun kurum olarak CIA’in, aynen Dışişleri bakanlığı ve belki biraz daha ölçüde Pentagon’un emekli ve aktif generalleri (Zinni, Shinseki ve nihayet Wesley Clark) gibi, Bush Yönetimi’nden kurtulmak istemektedirler. CIA’in, Irak savaşına giden yolda uyarıları dikkate alınmadığı için Beyaz Saray’a karşı belli bir kurumsal hınç duyduğu iddia edilmektedir. Ve şimdi Yönetimi zayıf anında ve kendi personeline karşı, bir çok sağcı yorumcu ve yayın organın da kabul edilmez olarak nitelediği bir davranışta bulunurken yakalayınca tüm güçleriyle saldırıya geçmektedir. Rüzgarın tamamen olmasa da giderek Bush yönetimi aleyhine esmeye başladığı söylenebilir. Bu muhtemelen henüz geri çevrilemez düzeyde değildir ama, son iki yıldır olanın aksine, artık Bush’un seçimi kaybetmesi değil kazanmasının daha zor olduğu pekala iddia edilebilir. Wesley Clark arkasındaki rüzgarı koruyabilirse –gerçi seçime daha çok uzun zaman var ve bu kadar erken böyle net iddialarda bulunmak belki yanlış ve gereksiz olabilir ama- son düzlüğe girildiğinde Bush 40-60 veya 35-65 gibi bir oranla arkada kalabilir. Bu noktada Başkanın etrafındakiler, nasıl olsa kazanamayacağız diyerek İran’a – ya da daha az ihtimalle Suriye- karşı sürpriz ve sınırlı bir harekata girişebilirler ve Clark’ın eline yeni bir kriz bırakabilirler. (Şanlı Bahadır Koç, Amerika Araştırmaları Masası, Araştırmacı)


Comments: Yorum Gönder