TurcoPundit |
|
US foreign policy and Turkish-American relations Şanlı Bahadır Koç
Archives
|
Salı, Ekim 14, 2003
Bu sitedeki yeni mesajları e-mail ile almak istiyorsanız lütfen ajp1914@yahoo.com adresine yazınız G-ABD 14 Ekim Bağdat Elçiliğine Saldırı Bağdat’taki Türk Büyükelçiliğine yapılan ve çok da geç olmayan bir zaman içinde benzerlerinin gelmesi beklenebilecek bombalı saldırı Türk askeri Irak’a gönderilirse önümüzdeki yıl içinde sık sık yaşayabileceğimiz şeylerin bir tür habercisi olarak görülebilir. Bu saldırı ile beraber Hükümet, ‘risksiz hiç bir şey yok’, ‘çıkarlarımız asker göndermeyi gerektiriyor’ gibi ifadelerle savuşturduğunu düşündüğü eleştirilerden sonra Irak’ta sık sık ve hatta düzenli şekilde kayıp vermenin nasıl bir şey olacağını daha somut olarak görmüş olmalıdır. Irak’ta maruz kalınacak risklerin şimdiye kadar olandan çok daha ayrıntılı ve objektif bir şekilde analiz edilmesi ve tartışılması gerekir. Yapılacak risk analizleri ölçülmeli, senaryolar ve rakamlar ile somutlaştırılmalı ve kağıt üzerinde bırakılmamalıdır. Muhtemel olumsuz senaryoların salt askeri değil Türk dış politikası ve iç siyaseti açısından sonuçları üzerine düşünülmelidir. Kayıplar arttıkça hükümet ve AKP içinde, muhalefet ile iktidar, kamuoyu ile iktidar, hükümet ile askerler arasında ve hatta belki de askerlerin kendi içinde sorumlular aranmaya ve gösterilmeye başlanabilir. Hükümetin kendine çok net olarak şu soruları sorması gerekir: Irak’ta her hafta ortalama bir kayıp verme ihtimaline, içeride belki yüz binlerce insanın katılacağı gösterilere, bu gösterilere karşı alınacak güvenlik önlemlerinde yaşanacak üzücü olaylara hazırlıklı mıyım? Bu gelişmelerin belki tek başına değil ama başta ekonomi olmak üzere diğer alanlarda yaşanabilecek olumsuz gelişmelerle birleşerek Hükümetin sahip olduğu desteği zayıflatabileceği, ajandasındaki diğer zorlu konularda gerekli adımları atmasını zorlaştırabileceği hesaplanmalıdır. Bu arada ‘tek bir saldırı ile geri adım atmamak’ gerekir diyerek, Bush yönetiminden belki de tamamen farklı olmayan bir şekilde, muhtemel bir yanlışta ısrar eder duruma düşmemek gerekir. Türkiye şu aşamada Irak’a asker gönderme kararını gözden geçirmeli ama bunu olabildiğince bugünkü saldırı nedeniyle olduğu izlenimi oluşmasını engelleyerek, zamana yayılarak ve başka nedenler göstererek yapmalıdır. Bu saldırı belki tek başına asker gönderme kararından belki tamamen vazgeçilmesi gerektiğini değil ama Irak’a asker gönderme ile üstlenilen riskin boyutlarını netleştirerek karşılığında kazanılması gerekenlerin bir kaç muğlak söz ve umuttan ötesi olması gerektiğini gösterdiği için önemlidir. Türkiye eğer Irak’a asker gönderecekse bunun karşılığında kazanacakları üstlendiği risk ile orantılı büyüklük ve somutlukta olmalıdır. Ölen ve yaralananları unutmasak da, Türk kamuoyunun Irak’ta karşılaşacağı risklerle daha asker göndermeden yüzleşmesine katkıda bulunabileceği için saldırıya olumlu olarak bile bakılabilir. Koalisyon güçlerine günde yirminin üzerinde yapılan saldırılardan, aynı tempoda devam etmeleri halinde, Türk kuvvetlerinin nasibine en az bir kaç tane düşeceğini hesaplar ve bunların üçte birinde yaralanma, onda birinde de can kaybı olacağını farz edersek, Türk kuvvetlerinin bir yıl içinde bir kaç yüz yaralı ve elli ile yüz arası ölü verebileceği iddia edilebilir, ki buna çok sayıda Türk askerinin hayatını kaybedebileceği bombalı saldırılar dahil değildir. Büyük stratejik amaç, tehdit, plan ve gerekliliklerden bahsedilirken, Irak’ta verilecek kayıplarla beraber Hükümet’in, iktidar partisinin, şimdi asker gönderilmesini ister görünen ‘piyasanın’ ve hatta Genel Kurmay’ın bundan olumsuz etkilenebileceğini de unutmamak gerekir. Hükümet sadece asker gönderme kararının kendisini değil, görev alanı, asker sayısı, ayrıntılı askeri tehdit değerlendirmesi ve bunlara karşı alınacak önlemler konusunu da ‘sahiplenmelidir.’ Çünkü eğer asker gönderilecekse bu konular operasyonun başarısında çok önemli olabilecektir. Eğer Hükümet gerçekten büyük bir kumar olan Irak konusunda ‘cesur davranmaya’ karar verdiyse o halde başta Başbakan yuvarlak ifadelerin ötesinde asker gönderme kararının bütün ayrıntılarına hakim olması gerektiğinin farkında olmalıdır. Irak konusu yeterince dikkatli bir şekilde yönetilmezse AKP hükümetinin geleceği ve genel performansı üzerinde olumsuz ve orantısız bir rol oynayabilir. (Şanlı Bahadır Koç, Amerika Araştırmaları Masası, Araştırmacı)
Comments:
Yorum Gönder
|