TurcoPundit |
|
US foreign policy and Turkish-American relations Şanlı Bahadır Koç
Archives
|
Pazartesi, Ekim 27, 2003
Bu sitedeki yeni mesajları e-mail ile almak istiyorsanız lütfen ajp1914@yahoo.com adresine yazınız G-ABD 27 Ekim Irak’a Asker Gönderme Üzerine Notlar 1) Son haftalarda, Irak’ın içinden ve dışından yükselen Türkiye’nin Irak’a asker göndermesine karşı sesler ve Irak’ta giderek daha kötüye gittiği müşahade edilen güvenlik durumundan sonra, hala bu ülkeye asker göndermenin mümkün olabileceği bir noktaya gelinebilir mi? Yoksa bu konu, yüksek sesle ifade edilmese de, artık kapanmış farz edilebilir mi? Şu opsiyonlardan bahsedilebilir: Ankara, i) artık Irak’a asker göndermeyi düşünmediğini, ii) bu konuda kesin kararını daha vermediğini, iii) ABD’den cevap beklediğini, iv) gerekirse Irak Konseyi ile bu konuyu görüşebileceğini/müzakere edebileceğini açıklayabilir. Ya da, v) kapalı kapılar ardında, Washington’a birkaç haftayı geçmeyecek bir süre vererek, bu sürenin sonunda ABD ile anlaşma sağlanmazsa, ‘ismini daha fazla yıpratmamak için’ asker göndermek fikrinden kesin ve geri dönülmez bir şekilde vazgeçeceğini belirtebilir. Türkiye, asker göndermekten şimdiden vazgeçtiyse bile bu kararın ne zaman ve ne şekilde açıklanacağı önemli olmaya devam edecektir. Türkiye 7 Ekim’de Meclis’ten geçirdiği karardan maksimum getiriyi elde etmeye çalışmalıdır. Muhtemelen Washington, tamamen de anlaşılmaz olmayan nedenlerle, Türkiye’nin asker gönderme ihtimalini hazırda tutmak istemekte ve bu fırsattan tamamen de vazgeçmek istememektedir. Ama Irak’ın içinde ve dışında bir çok grup ve ülke, Türkiye aleyhine içlerinde belki de yüzyıllardır biriktirdikleri duyguları dışa vurmak için, ‘atışın serbest olduğu’ bir fırsat yakalamışken Türkiye ‘sonsuza kadar bekler’ bir görüntü vererek kendini yıpratmaması önemlidir. 2) Türkiye asker göndermekle ilgili olarak hem kısmen meşruiyeti, hem temsil gücü sınırlı olan ama öte yandan Bağdat’ta giderek daha fazla rol oynamaya namzet olan Irak Konseyi’ni muhatap almalı mıdır? Irak Konseyi’ni muhatap almayı reddeder bir görüntü vermek bu kurumun Türkiye’ye yönelik olumsuz bakışını kemikleştirecektir. Ancak öte yandan, Konsey ile asker gönderme konusunda doğrudan veya dolaylı bir müzakereye girip ir sonuç çıkaramamanın da olumsuz sonuçları olacaktır. Konsey’in Türk askerine olan ihtiyacı ABD’nin hissettiği kadar olmadığı için, gerçekleşse bile bu müzakerelerden Türkiye’yi tatmin edecek bir sonuç çıkması düşük bir ihtimaldir. Bu arada Konsey ile Fransa ve Almanya arasındaki ilişkilerin de giderek soğuduğu bir kenara not edilmelidir. Bu arada şu soru da makul görünmektedir: Eğer, mesela Pakistan gibi ülkeler asker göndermeye karar verseler ve Konsey buna da muhalefet etseydi, acaba ABD bu kez de Konseyin ‘vetosuna’ uyacak mıydı? Yoksa Amerikan Yönetimi’nin içinde ve dışında zaten Türk askerine sıcak basmayan çevreler Konseyi paravan olarak kullanmakta ve hatta onları Türk askerine karşı çıkma konusunda teşvik mi etmektedir? 3) Irak’ın geleceği ile ilgili olarak Türkiye’nin tercihi (merkezi, federal, bölünme) şeklinde dizilmiş olsa da, acaba merkezi bir Irak, Kürtleri tatmin etmeyerek ve onları bu yeni yapıyı sabote etmeye iterek, bölünmeye giden yolu belki bir parça geciktirmekle beraber, aslında orta vadede daha muhtemel hala getirebilir mi? 4) ABD’nin Irak’ta karşı karşıya olduğu güvenlik sorunları en baştan itibaren ya da artık bu noktadan sonra aşılmaz zorluklar içermekte midir? Yoksa, yapılan hatalara, kötüleşen güvenlik durumuna rağmen, i) temel hizmetlerde yaşanan/yaşanacak düzelmeler, ii) silahlı direnişi gerçekleştiren Iraklılar arasına yerleştirilen ‘köstebekler’, iii) yapılan saldırılarda çok sayıda Iraklının da ölmesi gibi nedenlerle, iv) Irak halkının Amerikan kuvvetlerine daha fazla yardım etmeye başlaması, v) Saddam’ın yakalanması, vi) eski Irak ordusunun tekrar silah altına alınması, vii) ekonominin Iraklılar için istihdam yaratır bir şekilde düzelmesi gibi gelişmeler yaşanırsa bu durum tersine döndürülebilir mi? 5) Eğer Türkiye, başta Kürtler olmak üzere Irak Konseyi’nden gelen protestolar üzerine Irak’a asker göndermekten vazgeçer ve son birkaç günde yaşanan olaylarla giderek daha mümkün görünmeye başlayan ‘ABD’nin başarısızlığı’ gerçekleşirse, Washington tarafında Kürtlere yönelik tepkiler artabilir mi? ‘Siz olmasaydınız, Türkler ve belki başkaları da gelecekti ve olaylar bu boyutlara gelmeyebilecekti’ demeleri mümkün olabilir mi? (Şanlı Bahadır Koç, Amerika Araştırmaları Masası, Araştırmacı)
Comments:
Yorum Gönder
|