TurcoPundit |
|
US foreign policy and Turkish-American relations Şanlı Bahadır Koç
Archives
|
Pazartesi, Aralık 30, 2002
G- ABD 30 Aralık Irak harekatının Bush tarafından telaffuz edilmeyen olası nedenleri Washington'un Irak’ta rejim değişikliği projesinin kitle imha silahları, Orta Doğu'da demokratikleşme ve Irak'ta insan hakları gibi sık sık dile getirilenler dışında, Bush yönetimi tarafından telaffuz edilmeyen ancak genelde şüphe edilen olası amaçları şunlar olabilir: 1) Petrol. Irak'ın dünya toplamının yüzde 11'ine ulaşan kanıtlanmış rezervlerinin, bu rakamın yeni araştırmalarla çok daha yukarı, S. Arabistan seviyesine çıkabileceği iddia edilmektedir. ABD, Irak'a yerleşirse dünya petrolünün üçte ikisinin olduğu Orta Doğu'nun kalbinde kendine önemli bir yer edinecektir. ABD, Irak’ta rejim değişikliğinden sonra S. Arabistan ile çok daha güçlü bir şekilde 'ilgilenebilecektir'. Amerikan ve İngiliz petrol şirketlerinin elinde millileştirmelerden sonra direk olarak sahibi oldukları fazla bir petrol kalmamıştır. Bu şirketler veya bunların bazıları Irak petrolünü 'kendi petrolleri' gibi işleyip satmayı umuyor olabilirler. ABD'nin kendi petrol rezervleri giderek azalmakta, dış kaynaklara ve Körfez petrolüne olan bağımlılığı artmaktadır. Dünyanın en güçlü devleti enerji konusunda başkalarına bağımlı olmaya 'katlanamaz.' Ayrıca, Orta Doğu petrolüne hakim olmak diğer büyük güçlerin can damarını elinde tutmak demektir. Ayrıca Bush, Cheney ve Rice’ın petrol sektörüyle çok yakın kişisel ilişkileri bulunmaktadır. 2) İsrail'in güvenliği ve çıkarları. Mısır’ın ‘saf dışı kalması’ ile İsrail’e en yönelik en büyük tehdidi oluşturan Arap devleti Irak’tır. Bu ülkedeki rejim değişikliği İran'da da rejim değişikliğini tetikleyebilir. Bunun sonucunda Suriye en yakın müttefiğini (İran), ve İsrail'e karşı stratejik derinliğini (Irak) kaybedeceği için İsrail'e karşı yumuşamak zorunda kalabilir. Filistinliler hemen bütün önemli desteklerini kaybedecekleri için İsrail'in verdikleri ile yetinmek zorunda kalırlar.3) İç politika ve ekonomi. Bush, 2004 seçimlerine elinde Saddam'ın kellesini Amerikan halkına sallayarak girmek istemektedir. ABD içindeki gündemi şekillendirmek isteyen Bush Irak harekatının dikkati ekonomideki başarısızlık, problem ve skandallardan uzak tutmasından faydalanmaktadır. ABD savaşı kolayca kazanırsa petrol fiyatlarının düşmesi ve ABD’de oluşacak iyimserlik havası ekonomiyi hareketlendirecek itici güç olabilir. ‘Para gücü sever’. Amerika gücünü kanıtladığında son dönemde ABD'ye gitmekte isteksiz gibi görünen uluslararası sermaye tekrar ABD'ye akmaya başlayabilir. (Şanlı Bahadır Koç, Amerika Araştırmaları Masası, Araştırmacı) Cuma, Aralık 27, 2002
G- ABD 27 Aralık ABD, Irak ve Türkiye Türk ordusunun Irak konusunda son dönemde sergilediği sessizlik nasıl değerlendirilmeli? Sosyal ve hatta ekonomik konularda bile görüş açıklamaktan kaçınmayan ordu yetkilileri Irak konusunda son dönemde sessizliği tercih etmektedir. Bu durum, belli bir yanılma payı bırakılarak, Türk ordusunun Irak’ta bir askeri harekata katılmakta isteksiz ve ABD’nin Türkiye’de asker konuşlandırmasına mesafeli olduğu şeklinde yorumlanabilir. Washington, Ankara’dan istediği yardımı alamazsa Türkiye’nin canını nasıl yakabilir? Bu konuda şu tahminler yapılmaktadır: 1) Irak’ın inşasında Türkiye ‘ye söz ve pay vermez. 2) Kürtlerin isteklerine daha fazla açık olabilir. 3) Ankara’nın K. Irak’a askeri müdahalesini yasaklayabilir. 4) Türkiye’nin direk ve dolaylı ekonomik zararlarını karşılamaktan kaçınır. 5) IMF kredilerinde sorunlar yaşanabilir. 6) Kıbrıs konusunda baskıyı arttırabilir. 7) K. Irak’ta istediği rejimi kurarsa Türkiye’ye olan ilgisi azalabilir. 8) AKP’ye karşı Türkiye içindeki gruplara –muhtemelen gizli- destek verebilir. AKP hükümeti, meclis grubu, seçmeni ve entelektüel tabanı ABD’nin hava üsleri ötesindeki taleplerini kabul etmezse, yukarıdaki potansiyel maliyet ve risklere karşılık, Türkiye ABD’nin dünya kamuoyunda destek bulmayan harekatını destekleyen, ‘kolu büküldü mü istenenleri yapan’ bir ülke görüntüsü çizmekten kurtulabilir. Topraklarını çok sayıda yabancı askere açmayan büyük ve saygın bir devlet görüntüsü çizebilir. Bu noktada sadece hava üslerini açmak makul bir orta yol olarak görülebilir. Bunun için de 1) İkinci BM kararında ısrar etmeli, 2) Hava üslerini açma kararını Meclis’te grup kararı olmadan oylatmalıdır. Ankara, ABD’ye hava üslerini açmaktan daha fazlasını verirse psikolojik olarak rahatlatmak için kendisini askerlerini Irak’a göndermek zorunda hissedebilir. Bu Türkiye'nin Avrupa ile ilişkilerine ciddi ve uzun dönemli zararlar verebilir, K. Irak’taki Kürt gruplarla çıkış stratejisi olmayan sonu açık bir çatışma riski yaratır, savaş sonrasında bu grupları silahsızlanma konusunda daha isteksiz olmaya itebilir. Irak’ta sonu açık olmayan bir Türk askeri varlığı piyasalarda olumsuz yankı bulur. Direk olarak savaşa girmek Türkiye’nin turizmini, ABD’ye sadece üslerini açmaya oranla daha fazla olumsuz etkileyebilir. (Şanlı Bahadır Koç, Amerika Araştırmaları Masası, Araştırmacı) |