TurcoPundit |
|
US foreign policy and Turkish-American relations Şanlı Bahadır Koç
Archives
|
Cuma, Kasım 21, 2003
Bu sitedeki yeni mesajları e-mail ile almak istiyorsanız lütfen ajp1914@yahoo.com adresine yazınız G-ABD 21 Kasım İstanbul’daki Saldırılar İstanbul’daki saldırıların anlaşılması kolay olmayan bazı yönleri vardır ve sanki böyle değilmiş gibi davranarak acele ve kesin yargılara varmak Türkiye’yi ciddi yanılgılara sürükleyebilir. Saldırıları Türkiyeli İslamcı teröristler, yabancı İslamcı teröristler veya bu ikisi beraber gerçekleştirmiş olabileceği gibi yabancı istihbarat örgütlerinin de işe karışmış olabileceği ihtimali çok erken göz ardı edilmemelidir. Her dört saldırıda da esas hedef olduğu düşünülen yabancılar ve Türkiye vatandaşı Musevilerin dışında çok sayıda insanın ölmesi, kaza olarak veya eylemleri düzenleyenlerin esas hedefleri dışındaki diğer kayıpları dikkate almadığı şeklinde yorumlanabileceği gibi, hedeflerin düşünülenin dışında olduğunu da düşündürtebilir. Saldırıları düzenleyenler Türkiye’yi bazı reflekslere sürüklemeyi umuyor olabilecekleri gibi saldırılar tamamen şekilsiz bir nefret ve hiddetle, neden olacağı sonuçların derin bir analizi yapılmadan ya da bu analiz yanlış varsayımlar üzerine bina edilerek de gerçekleştirilmiş olabilir. Eylemlerin Türkiye’de gerçekleşmesi sadece ABD ve Avrupa’da gerçekleştirilmesine göre daha kolay olmasından kaynaklanmış olabileceği gibi, Türkiye’nin bir çok yorumcu tarafından da ifade edilen özel konumundan da kaynaklanmış olabilir. Eylemlerin 1) Türkiye’yi Batı’dan koparmak ya da genel olarak ona veya onun içindeki bir bloğa yakınlaştırmak veya Ankara’yı bu gruplarla belli bir ilişki biçimine sürüklemek, 2) Türkiye’yi istikrarsızlaştırmak ya da tam tersine kenetlemek, 3) Türkiye’nin içinde bazı --çok muhtemelen olumsuz-- değişimleri tetiklemek veya tam tersine demokratikleşme gibi gelişmeleri hızlandırmak, 4) Türk ekonomisini baltalamak ya da tam tersine dayanıklılığını arttırmak, 5) Türkiye’nin dikkatini belli bir yöne çekerken diğer bazı noktaları gözden kaçırmasını sağlamak veya tam tersine Türkiye’nin ‘gözünü dört açmasını’ sağlamak gibi değişik sonuçları olabilir. Gerek Türkiye’nin tepkisi, gerek de saldırının genel sonuçları kaçınılmaz ve insan iradesinin tamamen ötesinde olmayacaktır. Saldırıların sonuçları tamamen değilse bile önemli ölçüde Türkiye’nin bu olaya vereceği tepkinin şekli ve ‘kalitesi’ ile ilişkili olacaktır. Türkiye, gerek Hükümet, gerek devlet kurumları gerek de halk kitleleri olarak ani ve geri dönülmez adımları atmaktan kaçınmalıdır. Türkiye uzun yıllar terörle yaşamış olmasına rağmen, son hafta içinde yaşananların İstanbul’un göbeğinde ve kameraların önünde yaşanmış olmasından dolayı alışık olunandan farklı olduğu söylenebilir. Hükümet bu yeni tür terörle mücadele için siyasi, ekonomik, polisiye, askeri, hukuki, sosyal ve teknolojik boyutları olan kapsamlı bir strateji arayışında olmalıdır. Bu olayın Türkiye’nin 11 Eylül’ü olduğu cümlesi sık sık ifade edilirken bunun tam olarak ne anlama geldiği çok fazla dillendirilmemektedir. Ankara, 11 Eylül’den sonra ABD’nin içinden geçtiği süreci iyi etüd etmeli ama ABD’nin hata yaptığı düşünülen şeyleri yinelememeye dikkat etmelidir. Türkiye yabancı ülkelerle istihbarat, polis, finansal kontrol gibi konularda daha yoğun ve etkin bir işbirliğine gitmenin yolları ararken dış politikasında kontrolsüz reflekslerle ani hareketlere girmekten kaçınmalıdır. Türkiye terörle mücadele konusunda hem iç hem de dış istihbaratını ve polisiye yeteneklerini arttırmalı, acil durumlarda alınacak önlemler konusunda kendini geliştirmeli, halkın ve ilgili personelin eğitimini attırmalı, hukuki mekanizmalarda çok dikkatli bir şekilde ama mutlaka yapılması gereken değişiklikleri yapmalı, özgürlükler ile güvenlik arasında nasıl bir denge kurulacağı konusunda açık bir tartışma başlatmalıdır. Ayrıca Ankara özellikle Orta Doğu’ya yönelik dış politikasını gözden geçirmek zorunda kalabilir. Başta ABD ve İsrail olmak üzere Batılı ülkelerin bölgeye yönelik politikalarında ‘yanlış’ olduğu düşünülenler varsa bunları eleştirme ve değiştirme konusunda şimdiye kadar olandan çok daha aktif bir politika izlemesi gerekebilir. (Şanlı Bahadır Koç, Amerika Araştırmaları Masası, Araştırmacı)
Comments:
Yorum Gönder
|