TurcoPundit |
|
US foreign policy and Turkish-American relations Şanlı Bahadır Koç
Archives
|
Perşembe, Kasım 06, 2003
Bu sitedeki yeni mesajları e-mail ile almak istiyorsanız lütfen ajp1914@yahoo.com adresine yazınız G-ABD 6 Kasım ABD’nin Irak’taki Güvenlik Arayışları Paul Bremer’in Irak’ta paramiliter güçlerin kurulmasını, güvenlik araştırmaları, eğitim ve gözetimle ilgili bazı çekinceler ve şartlar sürerek de olsa, kabul etmesi önemli bir gelişmedir. Bremer daha önce bu tür güçlerin Irak’ta ‘savaş lordlarının’ ortaya çıkmasına neden olacağından endişelendiği için karşı çıkıyordu. Bremer bu kuvvetlerin sadece polis olarak eğitilmelerini, etnik veya dini grupla halinde değil bireyler olarak katılmalarını ve sayılarının binlerle sınırlı tutulmasını istiyor. Böyle bir gücün kurulması ve bunun içinde, hem Irak’ta şu anda en organize grup olmaları, hem de Konsey içindeki ağırlıkları nedeniyle, belli birliklerde özel olarak yoğunlaşmadan da olsa harmanlanmaları ile Kürtlerin nüfuslarının ötesinde bir ağırlığı olması beklenebilir. Bu ilk başta Iraklı Kürtlerin Irak’ın bir parçası olmak istemelerinin göstergesi olarak görülebileceği gibi, Kürtlerin Irak ordusu içinde ‘pişerek’ bir süre sonra kendilerine ait otonom bir askeri güce sahip olma isteklerinin ilk halkası olarak da görülebilir. Bu yeni kurulacak gücün polisiye bir gücün ötesinde istihbarat, özel müdahale ve sorgulama birimlerinin de olup olmayacağı, ne tür silahlara sahip olacağı önemli olabilir. ABD’nin Irak’taki güvenlik kuvvetlerinin yapısı ile – bir kısmı aynı anda denenebilecek- şu opsiyonları vardır: a) Iraklı kuvvetlerin eğitiminin hızlandırılması. Ama bu eğitimin fazla hızlandırılması ortaya niteliksiz ve görevi Amerikalıklardan devraldığında başarısız olması yüksek bir güç çıkarabilir.Ayıca bu yeni güce katılacak Iraklıların ‘Amerikalılar için,’ Amerikalıların verdiği emir doğrultusunda kendilerini ne kadar tehlikeye atacakları da tartışmalıdır. b) Eski Irak ordusunu tekrar göreve çağırılması. c) Yetki ve sorumlulukların Irak Konseyi’ne verilmesi sürecini hızlandırılması. Bu da ilk başta ‘Irak’ı Iraklılara bırakmak’ gibi görülse de, aslında Kürtler dışında temsil niteliği tartışılır Irak Konseyi üyelerine güvenlik dahil önemli konularda çok fazla yetkiyi çok erken vermek, başka sakıncaların yanında, Irak’ın demokratikleşmesi sürecinin rayından çıkmasına neden olabilir. Irak Konseyi içindeki bazı gruplar yeni düzeni kendi çıkarları, istekleri ve önyargıları doğrultusunda şekillendirme yoluna gidebilir, yeni güçlerini kendilerine rakip olarak gördükleri birey ve gruplara karşı kullanmayı seçebilirler. Yukarıdaki üç seçenek çatışmanın ‘Iraklılaştırılmasına’ tekabül etmektedir. Ancak Fareed Zakaria’nın da dikkat çektiği gibi, hızlı bir ‘Iraklılaştırma’ ve güvenlik görevlerinin Iraklılara devri ilk başta olumlu bir adım gibi görünse de, aslında muhtemelen askeri direnişi gerçekleştirenlerin, mücadeleyi kazanma yolunda olduklarını düşündürerek eylemlerinin sayı ve şiddetini arttırmaya teşvik edebilir. d) Halihazırda Irak’ta görevli askerlerin görev sürelerini uzatılması. Teknik olarak mümkün olmakla beraber ciddi moral sorunlarına neden olabilir. e) Rezerv askerleri göreve çağırılması, yurtdışındaki diğer üslerden bazı askerlerin, deniz piyadeleri ve hatta hava kuvvetlerinden bazı unsurları Irak’a kaydırılması. f) Başta Türkiye gibi ülkelere yönelik yeni bir diplomatik taarruzun başlatılması. Bu arada önemli bir soru da, yukarıdaki seçeneklerin de başarı için yetmeyeceği ortaya çıkarsa ABD’nin BM Güvenlik Konseyi’nden, bu sefer yetkileri de ciddi anlamda bu kurumla paylaşan, bir karar çıkarmayı deneyip denemeyeceğidir. (Şanlı Bahadır Koç, Amerika Araştırmaları Masası, Araştırmacı)
Comments:
Yorum Gönder
|