TurcoPundit

US foreign policy and Turkish-American relations
ajp1914@yahoo.com
Home
Foreign Press Review
Şanlı Bahadır Koç


This page is powered by Blogger. Isn't yours?
Çarşamba, Kasım 19, 2003
 
Bu sitedeki yeni mesajları e-mail ile almak istiyorsanız lütfen ajp1914@yahoo.com adresine yazınız
G-ABD 19 Kasım
Washington’un Irak’ta Değişen Politikaları –Sinagog Saldırıları

Washington’un son dönemde Irak’la ilgili attığı geri adımlar ve politikasında yaptığı değişiklikler, Bush Yönetimi’nin kararlı, kendinden emin ve her yaptıkları şeyin doğru olduğunu iddia eden görüntüsü ile tezat oluşturacağı için, olabildiğince az ilgi çekecek şekilde yapılmıştır. Bu arada bunlara bir yenisini daha ekleyecek şekilde ABD Yönetimi’nin Irak’la ilgili olarak tekrar BM’ye gitmek için basına bazı deneme balonları saldığı görülmektedir. Yeni girişimlerin sonuç verip vermeyeceği belli değilse de, son günlerde ortaya çıkan görüntü Başkan Bush’un seçimi kazanmak için kendisinden çok az kişinin beklediği pragmatik adımları atabileceğidir. Bush Yönetimi, Irak konusunun seçimlerde kendisi için ekonomi ile beraber en önemli ‘yumuşak karnı’ olduğunun bilincindedir. Washington seçim döneminin ritimlerini de dikkate alarak başlangıçta hedef olarak belirlenenden epey farklı bir Irak’a razı olabilir. Bush seçim yaklaşırken ‘son üç ayda hiçbir helikopterimiz düşmedi, askerlerin bir bölümünü geri getirdik, 2003 sonbaharında şu kadar asker kaybetmişken bu sayı şimdi şu kadar azaldı, Iraklılar kendi anayasalarını yazdılar, yakında da seçime gidecekler, şu kadar Iraklı polis ve asker eğitildi, petrol üretimi savaş öncesindeki düzeyini yakaladı’ türünden açıklamalar yapabilmeyi ummaktadır.Bush, yazılan anayasanın ne derece demokratik olacağı, seçimlerin ne derece bağımsız ve açık olacağı, seçilenlerin ne derece Iraklıları temsil edeceği, eğitilen polis ve askerlerin ne derece eğitimli ve başarılı olacağı gibi nicelik değil nitelikle ilgili soruları ikinci planda tutmaya çalışabilir.

Sinagog saldırısını düzenleyenlerin çok çabuk bir şekilde tespit edilmesi polisin bir başarısı olabileceği gibi bu başarının onu yönlendirmek için özel olarak bırakılmış ‘kanıtlarla’ sağlanmış olması ihtimali de dikkate alınmalıdır. ‘Eylem kimin işine yarayacak’ sorusu meşrudur ama olayı anlayabilmek için elimizdeki tek zihinsel enstrüman bu olmamalıdır. Ayrıca eylemin kimin işine yarayacağı sorusunu cevaplamak ilk başta görünen kadar kolay olmayabilir. Eylem, onu düzenleyen ve planlayanların amaçlarının dışında ve hatta tersine sonuçlar doğabilir. Bu eylem Türkiye ile İsrail’in arasını bozma amaçlı iken ilişkilerin düzelmesine, düzelmesini amaçlarken bozulmasına neden olabilir. Eylem Türkiye’de –ve belki başka yerlerde- Yahudileri İsrail’e göçe zorlama amaçlı iken onları daha kararlı bir şekilde burada kalmaya yönlendirebilir. Eylem, Türkiye’yi terörle mücadelede konusunda ABD merkezli girişimlerden uzak kalmaya ya da tam tersine buna daha --Afganistan’a asker gönderme gibi-- istekli bir şekilde katılmaya yönlendirebilir. İstanbul’daki saldırılar Türkiye’de, İsrail’de gerçekleşen benzer eylemlerden sonra televizyonlarda görüle görüle belki artık eskisi kadar etki yaratmayan görüntülere daha değişik bir gözle bakılmasına ve kurbanlara eskiye oranla daha bir sempati ile bakılmasına neden olabileceği gibi bu durumun sorumlusu olarak görülebilecek İsrail politikalarının daha gür bir sesle ve --bu sefer sonuçlarının Türkiye’ye de dokunabileceği bilgisi ile beraber-- daha ısrarcı şekilde eleştirilmesine neden olabilir. Eğer eylem Türkiye’nin demokrasi ile Müslümanlığı başka her ülkeden daha başarılı bir şekilde harmanlamasına tepki ise muhtemelen istenilenin tam tersine Türkiye’nin bu alandaki sınırlı ama gerçek başarısına daha bir şevkle sarılmasını getirecektir. Bu eyleme yurtdışından destek verildiği büyük ölçüde muhtemel olmakla beraber, hedefi belirleyen, eylemi düzenleyen ve planlayanların Türkiyeli olmaları, dolayısıyla Türkiye’nin özel olarak seçilmediği da düşünülebilir. El Kaide’nin bir çatı örgütü olması nedeniyle hayatında başka hiçbir El Kaide militanı ile karşılaşmadan bile El Kaide adına eylem yaptığını düşünenlerin varolması mümkündür. Son eylemlerde dışarıdan sadece bomba yapımı gibi teknik konularda destek alınmış olması mümkündür. Olay henüz bu kadar yeniyken yapılan tahminlerin adı üstünde sadece tahmin olduğu, daha sağlıklı analiz yapmak için hala yeterince bilginin olmadığı, hemen veri olarak medyaya pompalanan bazı bilgilerin de ciddi bir şüpheyle kabul edilmesi gerekir. (Şanlı Bahadır Koç, Amerika Araştırmaları Masası, Araştırmacı)



Comments: Yorum Gönder