TurcoPundit

US foreign policy and Turkish-American relations
ajp1914@yahoo.com
Home
Foreign Press Review
Şanlı Bahadır Koç


This page is powered by Blogger. Isn't yours?
Cuma, Ocak 30, 2004
 
Bu sitedeki yeni mesajları e-mail ile almak istiyorsanız lütfen ajp1914@yahoo.com adresine yazınız
G-ABD 29 Ocak
Washington Gezisi -2

Başbakan’ın gezisi ile ilgili aşağıdaki türden eleştiriler yapılabilir: Gezide tarz ve pazarlama içeriğin önüne geçmiş görünmektedir. Başbakan Amerikalıların duymaktan memnun olacağını düşündüğü şeyleri sıralamaya diğer önemli bazı konuların iletilmesinden daha fazla önem vermiş gibidir. Başbakan bu gezide “kendi sesinin tınısına aşık olmaya” meyilli bir lider görüntüsü vermiştir. Atak olmak, çözüm ister görünmek, insiyatifi ele geçirmek, “alkışlanmak”, “şirin görünmek” politikanın kendisi değil ancak aracı olabilir. Başbakan’ın Beyaz Saray’da Kerkük ve Türkmenler’den bahsetmemesi ve Irak konusunun yeterince vurgulanmaması bir eksiklik olmuştur. Başkan Bush’un Kürt devleti ile ilgili sözlerini kameralar önünde değil de içeride telaffuz etmeyi tercih etmesine bazı anlamlar yükleyenler olacaktır. Oval Ofis’te Başbakan’dan bir gün önce misafir olan Polonya liderinin yaptığı gibi Erdoğan’ın da ABD’den şikayetlerini direk ve kameralar önünde ifade edebilmesi gerekirdi. Ayrıca PKK konusunda da ABD’nin samimiyetinden şüphe etmeye devam etmek gerekir. Washington’un kendini pek de bağlamadan operasyon için telaffuz ettiği Haziran tarihi de sorunludur. Bilindiği gibi ABD Haziran ayında yetkiyi Iraklılara ve mevcut durum devam ederse Irak geçici Yönetim Konseyi’ne devretmeye kararlıdır. Bu tarihten sonra ABD PKK’ya karşı operasyon yapmak için Iraklı Kürtlerin oldukça etkili olduğu Konsey’den izin almak zorunda olabilir. ABD PKK konusunda ciddi bir adım atmamışken Başbakan Beyaz Saray’da terörle mücadele konusunda ortak olduğumuz şeklinde olaylarla desteklenmeyen bir ifadede bulunmak yerine, uygun bir dille, bu konudaki rahatsızlığı Amerikan tarafına ciddi bir şekilde ifade etmeyi seçmeliydi. Türk tarafının ziyaret öncesinde ABD tarafından gelen fazla şikayetçi ve talepkar bir görüntü çizilmemesi gerektiği konusundaki uyarısını fazla ciddiye aldığı görülmektedir. Ev sahibinin canını sıkacak ifadelerden özelikle kaçınılması bir hata olarak görülebilir.

Kıbrıs’ta ‘hep bir adım önde olmak’ gibi ifadeler kulağa hoş gelse de ileride can sıkıcı
durumlar yaratabilir. ‘Rumları sıkıştırmak’ adına geri dönülmez ya da geri dönülmesi maliyetli adımlar atmamaya dikkat atmak gerekir. Camp David ve Daytonvari formatlar kabul edilmez sonuçlar doğurabilir. Buralarda Türkiye lehine olmayabilecek sonuçlar çıktığında bunlardan kaçmak, buralara hiç gitmemeye göre daha zor olabilir. Türkiye’nin “attığı adımlar” daha önce kabul etmeye yanaşmadığı konuları kabul etmek şeklinde olurken, Rumlar sadece masaya gelmeyi “bir adım” olarak sunabilirler. ABD’deki seçimin Bush’ın Kıbrıs için devreye girmesinde ve sonrasında önemli bir faktör olabileceği düşüncesi çok erken ve kolay göz ardı edilmemelidir. Bu arada Rumlar ilk başta isteksiz gözüküp, sanki anlaşmak istemiyor gibi gözükerek, Türk tarafını blöf yapmaya zorlamayı ve sonra da masaya gelerek Türkiye’ye geri adım atma fırsatı bırakmamayı planlıyor olabilirler. (Şanlı Bahadır Koç, Amerika Araştırmaları Masası, Araştırmacı)


Comments: Yorum Gönder