TurcoPundit |
|
US foreign policy and Turkish-American relations Şanlı Bahadır Koç
Archives
|
Salı, Mart 02, 2004
Bu sitedeki yeni mesajları e-mail ile almak istiyorsanız lütfen ajp1914@yahoo.com adresine yazınız G-ABD 02 Mart 2004 Irak’taki Saldırılar Üzerine Kerbela ve Bağdat’taki saldırıları planlayan ve gerçekleştirenlerin kim oldukları ve bu saldırıları niye yapmış olabilecekleri sorusu en azından şu safhada spekülatif olmaya mahkumdur. Eldeki verilerin azlığı ve muğlaklığı birbirinden farklı ve hatta birbirinin zıddı bir çok teoriye çıkış noktası olabilir. Saldırıların büyüklüğü, koordineli oluşu, gerçekleştiği yer ve zaman bunların izinin Şiilerin kollektif zihninde kolay kolay silinmeyeceklerini düşündürtmektedir. Muhtemeldir ki olayı düzenleyenler de bunun böyle olmasını istemişlerdir. Olayı planlayanların Irak’ta dini bir çatışma çıkmasını arzuladıkları düşünülebilir ki bu da “muhtemel şüpheli” listesini büyütmektedir. Eğer saldırıları Sünni direnişçiler ya da El Kaide benzeri örgütler Şiilerin ABD işgaline yeterince ciddi şekilde karşı koymadıkları ve hatta yer yer işbirliği yapmaktan kaçınmadıkları için düzenledilerse, bu saldırıların durumu onların istediği yönde değiştirmesi düşük bir ihtimaldir. Tam tersine, saldırılar, son dönemde siyasal anlamda ABD’ye zorluk çıkaran başta Sistani olmak üzere Şii lider ve gruplara Amerikan askeri varlığı, siyasi takvimi ve siyasi düzenlemelerine daha fazla karşı çıkmamaları gerektiğini düşündürtebilir. Saldırıları düzenleyenlerin ille de rasyonel hesaplamalar ile hareket etmiş olmaları gerekmemektedir. Saldırılar bir yandan Şiilere kendilerini korumak için askeri anlamda daha ciddi önlemler almaları ve kapasite edinmeleri gerektiğini düşündürtecektir. Bugün olanlar Koalisyonun güvenlik konusundaki başarısızlığı, çaresizliği veya ilgisizliğini ortaya çıkmıştır. Ama öte yandan bugünkü olayların Şiileri ABD’ye yaklaştırması ya da en azından onları Washington’un canını sıkacak pozisyon almaktan alıkoyması yüksek bir ihtimaldir. Washington, Şiiler’e yüksek sesle olmasa bile, “bakın ben gidersem neyle baş başa kalacağınızı görün” diyebilecektir. Bu durumda Şiiler’in önümüzdeki ay netleşmesi beklenen Amerikan askeri kuvvetlerin statüsü konusunda şimdiye kadar olandan daha ılımlı bir tutum almaları ve hatta Washington’un 30 Haziran sonrasında yetkinin kime nasıl ve hangi şartlarda devredileceği konusunda bulacağı çözüme yüksek perdeden muhalefet etmemeleri beklenebilir. Bu çözümüm Yönetici Konsey’in genişletilmesi yönünde olması çok muhtemeldir. (Şanlı Bahadır Koç, Amerika Araştırmaları Masası, Araştırmacı)
Comments:
Yorum Gönder
|