TurcoPundit

US foreign policy and Turkish-American relations
ajp1914@yahoo.com
Home
Foreign Press Review
Şanlı Bahadır Koç


This page is powered by Blogger. Isn't yours?
Çarşamba, Nisan 09, 2003
 
G-ABD 10 Nisan
Türk Dış Politikasının Modernleşmesi Üzerine Yuvarlak Düşünceler

Türk dış politika oluşturma ve uygulama mekanizmalarının, sayıları giderek artan, karmaşıklaşan, Türk halkının refahı ve güvenliği açısından önemi giderek artan mesele ve gelişmeleri daha modern kurumlar, kavramlar, personel ve politikalarla karşılaması gerekmektedir. Sadece dış politika seçenekleri üzerine değil, nasıl dış politika yaptığımız üzerine de daha fazla kafa yormalıyız. Dış politika sürecimize eleştirel gözle bakma ve eksik, hatalı ve zayıf yönlerimizi geliştirmeye daha bilinçli ve yoğun çaba harcamalıyız. Başta önde gelen Batılı ülkeler olmak üzere diğer ülkelerin dış politika yapma kurum, süreç, metot, norm ve alışkanlıklarını derinlemesine tahlil etmeli, tartışmalı ve bunlardan kendimize uyarlayabileceklerimizi ‘ithal etmeliyiz.’ Farkında olsak da olmasak da günümüzde ülkeler artık sadece teknolojik, ticari ve askeri konularda değil dış politika yapma kaliteleriyle de rekabet halindedirler. Dış politika yapma süreçlerini modernleştiremeyenler ve verimli, kaliteli, ucuz ve karlı dış ve güvenlik politikaları üretemeyenler, diğer bir çok alanda olduğu gibi, ‘yolun kenarına atılma’ riskiyle karşı karşıya kalabilmektedir. Doğru dış politika ile yanlış dış politika arasındaki fark ülkenin refah ve güvenliği üzerinde çok büyük sonuçlar yaratarak kendini gösterebilmektedir. Türkiye’nin milli ve sosyal çıkarları ve Türk dış politikasının temel amaçları üzerine daha demokratik, bilgili ve seviyeli bir entelektüel tartışmaya ihtiyaç vardır. Neyi niçin istediğimizi ve bunlara ulaşmanın en rasyonel yollarının neler olduğunu daha yoğun tartışmalı ve gerekirse maliyeti ve riski yüksek bazı reflekslerimize söz geçirebilmeliyiz. Bunun yanında spesifik siyaset tercihlerinin deneme-yanılma yoluyla, karanlıkta ‘el yordamıyla’, doğaçlama, ‘göz kararı ile’, ‘yarım yamalak’ bilgi, istihbarat ve analize dayanarak, günü birlik kararlarla ya da çok önce alınmış ve sonradan geçerliliği sorgulanmadan ‘otomatiğe bağlanmış’ kararlarla yapılmaması ve daha geniş, ayrıntılı ve derinlemesine tartışılmış seçenekler içinden belirlenmesinde uzmanlaşmanın önemli katkıları olabilir. Kamuoyuna yansıdığı kadarıyla iddia edilebilir ki, sınırlı bilgi ve tecrübe sahibi olmasına rağmen her konuda yorum yapan çok sayıda yorumcumuz olmasına rağmen, belli konuları derinlemesine ‘bilen’, yabancı lisanlara hakim, çok seyahat eden, başta komşular olmak üzere diğer ülkelerin tarihini, siyasi ve sosyal yapısını ‘anlayan’ yeterince dış politika ve güvenlik uzmanımız yoktur. Bu eksiklik sadece devlet kurumlarında değil, medya, üniversite ve araştırma kurumlarında da görülmektedir. Ayrıca işler kendi haline bırakıldığında bu tür yeterince insan gücü yetişmediği ve bu konuda devletin, eğitim kurumlarının, özel sektörün özel çaba harcaması gerekmektedir.

Dış ve güvenlik politikalarının belirlenmesi sürecinin kurumsal yapısında da modernleşmeye gitme ihtiyacı bulunmaktadır. Kurumlarımız gerek tek tek, gerekse ortaklaşa olarak, kendilerini gelişmelerin hızı oranında yenileyememektedir. Bilgi toplama ve istihbarat (information-gathering and intelligence), ayıklama (sifting), işleme (processing), analitik kabiliyetlerimizde ve süreçlerimizde (analyisis), tartışma (debating), opsiyon oluşturma (option-formulation), tekrar tartışma, karar alma (decision-making), uygulama (implementation), uygulamayı takip etme (monitoring), zamanında ve uygun şekilde gelen geri-beslemelerden (feedback) sonra kararlarımızı gözden geçirme (reviewing), politikalarımızı Türk ve dünya kamuoyun satma (public diplomacy), yeni enformasyon teknolojilerini kullanmada (communication), kurumlar ve hatta kişiler arasında koordinasyon sağlamada (coordination), kurumlar arası işbirliğinde (cooperation), beraber çalışmada, bilgi ve fikir alış-verişinde (exchange), personel seçimi (recruiting) ve eğitimimizde (training), başta Meclis olmak üzere demokratik kurumları, medyayı ve kamuoyunu dış politika sürecine daha bilgili ve katkı yapar şekilde dahil etmede kat etmemiz gereken çok mesafe olduğu açıktır. Türk dış politika yapma süreçlerinin gelişimini ve bu labirentin koridorlarını ayrıntılarıyla bilecek kadar ‘içerden,’ hem de yenilik ihtiyacının farkında olan ve eleştirel olabilecek kadar ‘dışarıdan’ kişilerden (tecrübeli politikacılar, faal ve emekli sivil ve askeri bürokratlar, akademisyenler, gazeteciler, araştırmacılar ve işadamları) oluşacak bir grubun yazacağı ayrıntılı ve sonunda öneriler de içeren bir rapor böyle bir tartışmanın tetikleyicisi olabilir.


Comments: Yorum Gönder