TurcoPundit |
|
US foreign policy and Turkish-American relations Şanlı Bahadır Koç
Archives
|
Pazartesi, Nisan 21, 2003
G-ABD 21 Nisan Türkiye’nin Irak’ta Oynayabileceği Roller – Irak’taki ‘Yeni İncirlikler’ Türkiye ABD’den Irak’la ilgili gelebilecek talepleri cevaplarken, Güney komşumuzdan alacaklarımızı, Yumurtalık boru hattının ve Irak’la daha önce imzalanan ticaret anlaşmalarının geleceğini ve potansiyel yeni ihale ve anlaşmaları dikkate almalıdır. Bu faktörler verilecek cevabın rengini ve içeriğini tam olarak belirlemese bile etkilemelidir. Bu arada Türkiye’nin Irak’taki ekonomik çıkarları ile ilgili Washington’un düşünceleri hakkında nabız yoklanmalıdır. Washington kendisi ile alenen pazarlık yapılmasından pek hoşlanmadığını göstermiştir. Washington, Türkiye’nin, gelecekte Irak konusunda yapacağı istekler karşılığında neler kazanabileceği sorusuna daha önce olduğu gibi, ‘sen bana güven gerisini merak etme’ demeye meyilli olabilir. Türkiye, tezkere pazarlığının istenen şekilde sonuçlanmaması nedeniyle benzer pazarlıklara girmekte belli bir ihtiyatla yaklaşabilir ve ‘ABD’yi bir kez daha kızdırmayalım’ diye düşünebilir. Eğer Washington Irak’ın petrol gelirini kendi belirlediği başka kanallara yönlendirmeye kalkar, ekonomik anlamda Irak’ın önceliklerini kendi görüşü ve çıkarı doğrultunda değiştirir, ülkenin gelirlerini kendi şirketlerine ‘peşkeş çeker’ ve sonra da Türkiye’nin anlaşmalarının Saddam rejimi ile yapıldığını ve artık geçerliliği kalmadığını iddia ederse Türkiye buna karşı nasıl cevap vermeyi düşünmektedir? Bu durum 1) fazla itiraz etmeden kabullenilecek midir? 2) Yoksa, ‘ne koparılırsa o kar’ diye düşünülerek ABD ile diyalog yoluyla bunların bir kısmından vaz mı geçilecektir? 3) Ya da, benzer durumdaki diğer ülkelerle işbirliği yapılarak olay Birleşmiş Milletler’e götürülebilir mi? Irak’ın yeniden kurulmasında Türkiye’nin oynayabileceği roller neler olabilir? Türkiye’den askeri bir güç istenip istenmeyeceği henüz çok açık değildir. Böyle bir güç istense bile bu çok muhtemelen Irak’ın kuzeyinde değil Amerikalıların tespit ettiği ülkenin başka yerlerinde olacaktır. Askeri alan dışında eğitim, sağlık, telekomünisyon gibi konularda Türkiye’nin yapabilecekleri neler olabilir? Askeri ve diğer yardım ve katkıların direk ve dolaylı, kısa ve uzun vadeli maliyeti ve ekonomik ve siyasi getirilerinin neler olabilceği üzerine düşünmeliyiz. Bu tür faaliyetler hangi şekilde olursa Irak’ta Türkiye’nin öıkarları ile paralel bir düzenin kurulmasına katkıda bulunabilir ve sözümüzü ve payımızı arttırır? Türkiye faal olduğu alanı Kuzeyle sınırlandırmayıp diğer bölgelerdeki gruplarla ilişkilerini geliştirerek halkla ve elitlerle sıcak ve yakın ilişkiler kurmaya çalışmalıdır. Türkiye’nin Irak’ta Türkmenler dışında da müttefikelri olabilir. Bir süre sonra ABD, Irak’ta kuracağı ve üstleneceği üsler vasıtasıyla tüm bölgeye güç projekte etmede önemli bir avantaj kazanacaktır. Washington, Irak’ta işler durukduktan sonra, çok fazla siyasi problem yaratan S. Arabistan’daki askeri varlığınının düzeyini, tamamen olmasa da kısmen, azaltmak isteyebilir. ABD, Irak’ta yönetimi birkaç yıl sona kime bırakacak bilinmez ama bu grup ve liderlerin Amerikan askeri varlığını kabullenmiş kişiler arasından çıkacağı rahatlıkla iddia edilebilir. Önümüzdeki dönemde başta Çelebi ve Kürt liderler olmak üzere normalde ABD ile yakın ilişkileri olan ama ‘Amerika’nın adamı’ görüntüsü vermek istemeyen bazı liderlerin Washington’un uygulamalarını ciddi eleştirilerde bulunduğuna tanık olabiliriz. ABD Irak’tan işgl güçlerini beklenenden de önce çekse bile bu üsler aracılığı ile varlığını sürdürmeye ve ‘hissettirmeye’ devam edebilir. Bu arada İncirlik’in Amerikan askeri hesaplarındaki öneminin azalacağını iddia etmek mümkündür. Ancak ABD buradaki varlığını da sona erdirmek de istemeyecektir. Türkiye, Washington gözündeki öneminin azalmasına hazırlıklı olmalıdır. Ancak bu korkulanın aksine aslında olumlu bir gelişme olabilir. Türkiye ABD’nin istediği hiçbir şeyi yapmasa bile yine de belli bir öneme sahip olmaya devam edecektir. Türkiye’nin öneminin bir kısmı olageldiği şeyden (sadık müttefik), bir kısmı da olmadığı şeyden (ABD ve İsrail karşıtı, radikal İslamcı, terör merkezi) kaynaklanmaktadır. (Şanlı Bahadır Koç, Amerika Araştırmaları Masası, Araştırmacı)
Comments:
Yorum Gönder
|