TurcoPundit

US foreign policy and Turkish-American relations
ajp1914@yahoo.com
Home
Foreign Press Review
Şanlı Bahadır Koç


This page is powered by Blogger. Isn't yours?
Perşembe, Aralık 04, 2003
 
Bu sitedeki yeni mesajları e-mail ile almak istiyorsanız lütfen ajp1914@yahoo.com adresine yazınız
G-ABD 4 Aralık
ABD ve Irak’ın Geleceği

1) Batı basınında Irak’ın bölünmesi ile ilgili çıkan yazıların sayısı ve bunları yazanların önemindeki artış, bir yandan entelektüel ortamın bu yönde bir gelişmeye hazırlanmasına neden olabileceği için endişeyle, öte yandan da bu tür gelişmelere karşı tetikte olmak için bir uyarı olarak görülmesi gerektiğinden memnuniyetle karşılanabilir. Irak’ın bölünmesi ihtimalinden söz etmenin insanı otomatik olarak ‘hayalindeki şatolara saldıran bir komplo teorisi bağımlısı’ yaptığı günler artık geride kalmıştır. 2) ABD Irak’ta yönetimi kime devredecek? Bu devir nasıl bir süreçten sonra (direk seçim, dolaylı seçim, atama) gerçekleşecek? Şii lider Sistani ilkini, Yönetici Konsey’in büyük kısmı ve muhtemelen Washington ikincisini tercih ederken, güvenlik durumu düzelmez ve kötüleşirse üçüncüsü gerçekleşerek ABD yetkileri kendi atayacağı ve Ahmet Çelebi gibi liderlerin halk içindeki popülarite ve desteklerinin çok ötesinde rol sahibi olacağı bir yapıya devretmek durumunda kalabilir. ABD kendi tercih ettiği kişi ve grupları kayıracak ve bunlar dışındakileri grupların bu sürece girmesini engelleyecek, zorlaştıracak ya da geciktirecek mi? ‘Sandıktan ne çıkarsa çıksın’ kabul edilecek mi, yoksa Washington’un açık veya gizli bir’ kabul edilmezler’ listesi olacak mı?

3) Irak’ta kurulacak yeni anti-terör gücün kısmen Yönetici Konsey’deki beş partinin milislerinden oluşacağı yönündeki haberler birden fazla nedenle kaygı vericidir. Bir kere bu gücün söz konusu partilerin siyasi muhaliflerini sindirmek ve hatta yok etmek için kullanılması ihtimali mevcuttur. Ayrıca bu güce katılacak beş partinin ikisinin Kürt partisi olması, eğer bu durum Irak’ın geleceğinde Kürtlerin oynayacağı rol ve sahip olacakları iktidar payının bir göstergesi olarak kabul edilirse, bu grubun nüfuslarının yaklaşık iki katı bir ağırlığı olacağı anlamına gelmektedir. Böyle bir durum kalıcı olmayacağından içinde istikrarsızlık tohumları taşıyacaktır. Sünnilerin tamamen değilse de kısmen telafi edilmesi mümkün olması gereken pozisyonları düzelmeyecek ve sürekli bir problem kaynağı olmaya devam edecektir. Burada daha önce de işaret edildiği gibi, eğer Kürtler Bağdat’ta elde ettikleri güçle ‘yatıştırılıp’ bağımsızlık isteklerini unutabilecek olsalar, Türkiye böyle bir düzene bile destek verebilirdi. Ama bunun bile Kürtleri tatmin edeceğine dair yeterince işaret yoktur. 4) Bazı gözlemciler tarafından çok sık tekrar edilen ve yanlış değilse de eksik bir görüş Irak’ın yaklaşık yüzde 85’lik kesiminin Amerikan işgaline karşı olmadığı, direnişin sadece küçük bir grup ve bölge ile sınırlı olduğu şeklindedir. Halbuki Türkmenler ve Şiiler’in Amerikan işgaline tahammül etmeleri ve yer yer işbirliği yapmaları işgalden memnun oldukları ve mevcut tutumlarının hep devam edeceği anlamına gelmez. Ayrıca saldırıların artık sadece belli bir bölge ile sınırlı olduğu düşüncesini, Musul, Kerkük’te artan eylemler ve Güney’de İtalyanlar’a yönelik gerçekleşen saldırıdan sonra inandırıcı bir şekilde korumak mümkün değildir. (Şanlı Bahadır Koç, Amerika Araştırmaları Masası, Araştırmacı)


Comments: Yorum Gönder