TurcoPundit

US foreign policy and Turkish-American relations
ajp1914@yahoo.com
Home
Foreign Press Review
Şanlı Bahadır Koç


This page is powered by Blogger. Isn't yours?
Cuma, Aralık 26, 2003
 
Bu sitedeki yeni mesajlar? e-mail ile almak istiyorsan?z l?tfen ajp1914@yahoo.com adresine yaz?
G-ABD 26 Aralık
Iraklı Kürtler - 2

Iraklı Kürtlerin anayasa tasarısı nihai ya da ona yakın bir pozisyonu mu yansıtıyor, yoksa Bağdat’taki yönetim üzerindeki güçlerinin bir kısmından vazgeçmeyi bir pazarlık marjı olarak mı saklamaktadır? Mevcut tasarı hem kendi işlerine diğer Iraklıları sokmaya yanaşmazken, bir yandan Bağdat’ta ciddi bir rol sahibi olmayı amaçlamakta, hem de coğrafi olarak maksimalist bir yaklaşımı yansıtmaktadır. Kürtler ne bunun ne de buna yakın bir şeyin hemen hiç kimse tarafından kabul edilmeyeceğini biliyor olmalıdırlar. Acaba bu noktada doğacak bir tıkanıklığı “o zaman bize eyvallah” diyebilmek için kullanmayı umuyor olabilirler mi? Kürtlerin attıkları bu anayasa hamlesi, uluslararası diplomatik arenada en becerikli Irak’lı etnik grup oldukları yönünde zaten var olan imajı daha da güçlendirecek türdendir. Iraklı Kürtler “ön alarak,” tartışmanın parametreleri belirlenirken esas ya da önde gelen referans noktasının kendi taslakları olmasını sağlayabilirler. Iraklı Kürtler, bazı “Türk büyüklerinin” sık sık –ve sonuçta Türkiye’yi zihinsel anlamda uyuşturan şekilde- garip bir zevkle tekrarladıkları gibi hala büyük ölçüde aşiret toplumu olsalar bile, yurtdışındaki geliştirdikleri ilişkiler ve kurdukları şebekeler, en azından son dönemde diplomatik zamanlama konusundaki performansları, “üstyapı” ve elitler itibariyle önemli bir aşama içinde olduklarını düşündürtmektedir. Artık karşımızdakileri küçümsemek yerine gösterdikleri performansa saygı duymak ve bunun gerektirdiği ciddiyet ve konsantrasyonu göstermek zorundayız. Bu da sadece “Kerkük Türk’tür Türk kalacaktır” gibi sloganların arkasına gizlenmenin yerine, diplomatik alanda, anayasanın şekillenmesi konusunda, ekonomik konularda, argüman üretme ve geliştirme konusunda, istihbarat açısından daha yaratıcı olmayı gerektirir.

Iraklı Kürtlerle Türkiye arasında bir irade mücadelesi zaten var olduğu gibi zaten olması da gerekir. Türkiye açısından Iraklı Kürtler düşman değildir ama rakiptir ve başka bir coğrafya da yaşıyor olsalar sempati duyulabilecek bağımsızlık istekleri Ankara için potansiyel bir problem kaynağıdır. Bu iki aktörün Irak tasavvurları arasında ciddi farklar vardır. Bu farkı küçümsemek, yok saymak, gereksiz ya da yanlış bulmak, ancak bunun nedenleri, şimdiye kadar olandan faklı olarak, ayrıntılı ve inandırıcı bir şekilde ortaya konabilirse mümkün olabilir. Türkiye’nin Irak’ta Kürtlerinki ile uyuşmayan ama diyalog, mütevazilik ve rasyonellik yolu ile uyuşabilecek çıkarları vardır. Statükonun kendinden menkul –ama sınırsız da olmayan- bir meşruiyeti vardır ve Kürtler kendi taleplerine karşı koyan Türkiye’nin bakışının tamamen temelsiz olmadığını görmelidir. Bölgenin ama özellikle Türkiye’nin hızlı ve radikal bir değişime tahammülü yoktur. Burada daha önce de belirtildiği gibi Türkiye’ye “kendi evini düzene koyma” fırsatı vermeyecek kadar hızlı gelecek bir değişim isteği Türkiye açısından direnç görecektir. Kürtler sabırsızlıklarına ket vurmalı, aşırı taleplerden kaçınmalı, bugünkü durumu son on yılda kazandıkları kazanımları arttırmak için kaçırılmaması gereken bir “fırsat penceresi” olarak değil, o kazanımların bir kısmından ödün vererek meşrulaştırmak gerektiğini görmelidirler. Olayların istenmeyen ve önceden tahmin edilemeyecek mecralara savrulmaması için herkese bir rol düştüğü doğru ise de, öyle olmadığı halde son düzlüğe girdiklerini düşünerek erken ve aşırı hamleler yapmaktan kaçınması gereken Kürt liderlerin göstermesi gereken sorumluluğun önemi her şeyden fazladır. (Şanlı Bahadır Koç, Amerika Araştırmaları Masası, Araştırmacı)


Comments: Yorum Gönder