TurcoPundit |
|
US foreign policy and Turkish-American relations Şanlı Bahadır Koç
Archives
|
Cuma, Şubat 13, 2004
Bu sitedeki yeni mesajları e-mail ile almak istiyorsanız lütfen ajp1914@yahoo.com adresine yazınız G-ABD 12 Şubat 2004 ABD ve Büyük Ortadoğu Orta Doğu, başka şeylerin yanında, genç, işsiz, eğitimsiz, tatminsiz, kızgın, ümitsiz, fakir ya da fakirleşen, giderek artan oranda şehirlerde yaşamaya başlayan ama “şehirli” de olamayan ve zapt edilmesi zor bir nüfusun yaşadığı bir bölge olduğu için; dünya petrol rezervlerinin üçte ikisine sahip olduğu için; kitle imha silahlarına yeni sahip olan ve buna özenen devletler yer aldığı için; uluslararası politikada nüfusu ve büyüklüğünden çok daha fazla rol oynayan İsrail gibi bir devleti içerdiği için; ticari ve ekonomik olarak gerek dünyanın geri kalanı ile gerekse kendi içinde çok düşük derecede entegre olduğu için; gerçek düzeyi tartışmalı olsa da Amerikan aleyhtarlığının önemli boyutlarda olması ama ABD’nin burayı kendi haline ya da başkalarına bırakamayacak olması nedeniyle görülebilir gelecekte dünyanın en ‘hareketli’ bölgesi olmaya adaydır. İddia edilebilir ki Orta Doğu transatlantik ilişkilerindeki sorunların en önemli kalemidir. Bush Yönetimi’nin ‘Büyük Ortadoğu projesi’ henüz muğlak, gelişmeye açık ve muhtaç bir safhadadır. Türkiye’de tersini düşünen çok sayıda kişi olsa da, ABD bu bölgede dönüşüm gerçekleştirme amacıyla ortaya henüz kapsamlı, ahenkli, ayrıntılı, uygulanabilir, yaratıcı, heyecan verici ve ikna edici bir plan koymuş değildir. Zbigniew Brzezinski’nin de işaret ettiği gibi böyle bir plan, demokratikleşme ve modernleşme gibi genel hedeflerin yanında, Filistin sorununun çözümü konusunda şimdiye kadar olandan daha güçlü ve yaratıcı adımları, bölgesel bir güvenlik mimarisi yaratma yönünde çaba harcamayı, başta Avrupa olmak üzere diğer büyük güçler ile daha uyumlu çalışmayı, uluslararası kurumları sürece yoğun şekilde dahil etmeyi de içermelidir. ABD’nin 1975 Helsinki süreci ile Doğu Avrupa’da elde ettiği başarıların benzerinin burada da yaşanmasının önündeki engeller arasında bölge halkının ABD’ye olumsuz bakışı ve Washington’un bölgede en az kırk yıldır aktif rol almasına rağmen Orta Doğu’da –Avrupa’dan farklı olarak- tamamen yabancı bir kültürel topoğrafyada olması ve tüm analitik altyapısına rağmen burada çok sık ve ciddi başarısızlıklar yaşaması sayılabilir. (Şanlı Bahadır Koç, Amerika Araştırmaları Masası, Araştırmacı)
Comments:
Yorum Gönder
|